Açgözlü Adam Hikayesi

Açgözlü Adam Hikayesi

Abone Ol google news

Evvel zaman içinde kimi zaman aç, kimi zaman tok olan Halil isminde fakir bir adam yaşarmış.

Bu adam geçimini çöpçülük yaparak sağlar, yeteri kadar kazanamadığından açlık ile tokluk arasında bir hayat sürermiş.

En büyük sıkıntısı ailesinin geçimini sağlayabilecek miktarda para kazanamıyor oluşuydu. Onun için öncelikle çoluk çocuğunun karnını doyururmuş.

Adam şehre sırf daha çok para kazanarak ailesini daha iyi şartlarda geçindirmek için gelmişti. İlk başlarda sadece karınlarını doyuracak kadar para kazanabiliyormuş.

Günler bu şekilde geçip giderken daha çok çalışan fakir adam, en sonunda birkaç kuruş biriktirebilmiş.

Birkaç kuruşu olduğu için mutlu olan adam, büyük şehirde olduğundan hırsızların birikimlerini çalmaları korkusu yüzünden de sürekli tedirginmiş.

Günlerden bir gün onun bu haline üzülen arkadaşlarından bir tanesi dayanamayarak “Halil kardeş sürekli üzgün ve tedirgin bir halin var ne oldu.”

Halil “Ah dostum! Dediğin gibi bir derdim var. Derler ya mal canın yongasıymış. Benimde yıllardır gece gündüz demeden çalışarak biriktirmiş olduğum birkaç kuruşum var. Hırsızlar onları benden çalacak diye geceleri gözüme uyku bile girmemektedir. Bunun tedirginliği içerisinde mutsuzum.”

Arkadaşı ” Aslında derdinin bir çözümü var. Benim adını çokça işittiğim tüccar Hasan isminde bir tüccar var. İstersen gidip onla konuşalım senin parayıda kendi kasasında saklaması için ondan ricacı olalım ne dersin.” demiş.

Halil “Aslında çok güzel bir fikir hemen gidelim.” demiş

İkisi beraber tüccar Hasanın evine gitmişler. Onun evde olmadığını ama öğleden sonra eve geleceğini öğrenen Halil ve arkadaşı işlerine dönerek öğleni beklemeye başlamışlar.

Halil için artık saatler günler gibi geçmeye başlamıştı. Halil günlerdir çekmiş olduğu sıkıntıdan kurtulma zamanı geldiğini düşündükçe mutlu oluyordu.

Şu iş, bu iş derken birden öğle ezanı okuyunca arkadaşının yanına giderek onunla arka mahalledeki Tüccar Hasan’ın köşküne gitmişler.

Kapıyı  çaldıklarında, kapıyı açan tüccar “Oooo hoş geldiniz içeri buyurun.” diyerek onları içeri almış.

Halil ve arkadaşına kahve ikram eden tüccar, bu arada da kendi kendine bu çöpçüler benden ne ister diye düşünüyormuş.

Halil’in arkadaşı: “Tüccar efendi, sizin bir kasanız olduğunu işittik.” sonrada Halil’i işaret ederek “arkadaşın biraz birikmiş parası var rica etsek bizler için onu kasanızda saklar mısınız?” demiş.

Tüccar gülümsedikten sonra “Beni herkes bilir övünmek gibi olmasın çok güvenilir olduğumdan birçok kişi evime gelerek parasını kasama koyar. Senin paranıda saklarım.” demiş.

Ertesi sabah tüm parasını tüccar Hasan’a teslim eden Halil epey bir rahatlamıştı. “Ah Hasan amca bana ne kadar büyük bir iyilik yaptığınızı bir bilsen, yıllardır çalışıp biriktirdiğim üç beş kuruşun çalınma korkusu beni huzursuz ediyordu.” demiş ve tüccardan müsaade isteyerek oradan ayrılmış.

Gel zaman git zaman derken bir gün köyüne gitmek isteyen çöpçü elinde para kalmadığından ne edeyim derken en son tüccar Hasan efendinin kasasına koymuş olduğu parayı alarak köyüne gitmeye karar vermiş.

Şehrin sayılı zenginleri arasında bulunan ve neredeyse malının hesabını bilmeyen tüccar her gün daha çok para kazanırmış. Ancak bu zenginliğini düzenbazlık yaparak elde etmişti. Daima fakir fukarayı kandırarak onların paralarına el koyarmış.

Zavallı çöpçü Halil’inde paralarını da bu şekilde kullanmıştı. Hiçbir şeyden haberi olmayan Halil, pek rahatmış çünkü tüm parasını düzenbaz birine teslim ettiğini bilmiyormuş.

Halil’in karısı sormuş; “Ne zaman köye gideceğiz?”

Halil “Bugün iyi kalpli olan tüccarın kasasında bulunan paramızı alalım yarın yola koyuluruz.” demiş.

Sabah olunca çöpçü Halil tüccarın köşküne giderek kapısını çalmış, lakin kapıyı açan yokmuş, evde olmadığını düşünerek geri dönmek üzereymiş ki içeriden gelen bir ses işitmiş.

Kendi kendine adamı uykudan uyandırdım herhalde diye düşünmüş ve sonrada kapının önünde beklemiş ama kapıyı açan olmamış.

Çöpçü sonra kendi kendine; “Herhalde bana öyle geldi.” diyerek köşkten ayrılmış.

Tüccar kapıyı çalanın kim olduğuna bakıyor ona göre kapıyı açıyormuş. Günde 3 veya 4 defa köşke gelip kapıyı çaldığı halde pembe köşkün kapısını açan olmamış.

Gün geçtikçe çöpçü endişelenmeye başlamış. “Ya tüccar kaçtıysa onu bir daha bulamazsan ben ne yaparım.” diye düşünüyormuş.

O günden sonra köşkün çevrelerinde temizlik yapan Halil, tüccarın eve girdiğini görünce sevinçten elindeki süpürgeyi indirerek arkasından seslenmiş. “Hasan amca, Hasan amca.” diye bağırmış. Ona doğru giderken “Bende ne kadar kötüymüşüm adam hakkında ne kadar kötü düşünmüşüm.” diye söylenmiş.

Ona yakalandığını anlayan düzenbaz tüccar mecburen beklemiş. Yanına varan Halil “Tüccar efendi! Senin kasana koymuş olduğum paralarımı geri alabilir miyim.” demiş.

Tüccar çöpçüyü önce bir süzmüş sonrada kaba bir sesle “Sen kimsin ne hakla benden para istiyorsun?” Demiş

Halil’in işittikleri onda şok etkisi oluşturmuştu. “Ben yıllardır biriktirmiş olduğum tüm parayı kasanda saklaman için getirip sana veren fakir bir çöpçüyüm tanımadınız mı beni?”

Düzenbaz tüccar: “Hayır, ben seni hiç görmedim ve tanımıyorum.” demiş

Zavallı çöpçü perişan bir vaziyette: “Sen ne kadar aç gözlüsün o kadar mal varlığın var yine de benim gibi fakir birinin üç kuruşuna göz dikiyorsun.” demiş ve Başını öne eğerek dalgın dalgın sokakları süpürmeye devam etmiş.

Aradan bir kaç gün geçmişti. Bir sabah yaşlı bir teyze, Halil’in dalgın halini görünce “Evladım kaç gündür seni görüyorum daha geçen güne kadar mutluydun. Canını sıkan bir şey mi oldu?” diye sormuş.

Zavallı adam yaşlı teyzeye olup, biteni gözyaşları içerisinde anlatmış. Üzülen yaşlı kadın “Ben o düzenbazı iyi tanırım. Fakirlerin malını çalarak zengin oldu. Ama sen üzülme evladım. her şeyin bir çaresi mutlaka vardır.” demiş.

Zavallı adam kısık bir sesle “Nasıl bir çare olabilir ki?”

Yaşlı kadın: “Sen öğle vakti düzenbaz tüccarın evine git ve hiçbir şey olmamış gibi paranı iste. Bende orada olacağım, mücevherlerimi onun kasasına koymak için götüreceğim. Benim mücevherlerimi gördüğü vakit mücevherleri almak için senin paranı geri verir.” demiş.

Halil’in başka bir çaresi yokmuş o gece düşünceler içerisinde yatamamış bile, öğleye doğru tüccarın evinin orasını temizlemeye başlamış.

Yaşlı Kadın hizmetçisiyle neler yapacaklarını kararlaştırdıktan sonra tüccarın evine gitmişler.

Pencereden gizlice bakan tüccar gelenin alacaklı biri olmadığını görünce hemen kapıyı açarak “Bir isteğiniz mi var hanımefendi.” diye sormuş

Yaşlı kadın: “Hasan bey! Eşim başka ülkeye iş için gitti. Bende oraya belli bir süre gitmeye karar verdim. Bu kadar mücevheri yolculukta yanımda taşımam riskli olabilir. İşittim ki sizin bir kasanız varmış. Rica etsem o mücevherlerimi ben dönene kadar kasanızda saklayabilir misiniz?”

Mücevherleri  gören tüccar öyle bir mutlu olmuş ki büyük bir neşe ile “Tabiki efendim.” der demez,  çöpçü kapının önüne gelivermiş.

Tüccarın yanına ilk kez geliyormuş gibi davranan Halil “Hasan amca hatırlarsanız kısa bir süre önce size saklamanız için bir miktar para vermiştim. Rica etsem o paramı geri verebilir misiniz?” Demiş

Tüccar birkaç gün önce kapısından kovmuş olduğu Halil’e bu sefere çok farklı davranıyormuş. Kendisinin güvenilir biri olduğu imajını vermek için ikisini de içeri buyur ederek ikramlarda bulunmuş ve çöpçünün bütün parasını kasadan çıkartarak ona uzatmış. “Senin paranın hepsi burada ben bu şehrin en güvenilir tüccarlarından biriyim. Birazdan hanımefendinin de mücevherlerini bu kasada saklayacağım.” demiş.

Parasını geri almanın sevinciyle yerinde duramayan çöpçü “Müsaadeniz olursa eve gitmem gerekiyor.” demiş ve tam kalkacakken köşkün kapısı çalınmış.

Gelen kişi yaşlı kadının hizmetçisiymiş. Kapıyı açan tüccar hizmetçiyi içeri almış. Yaşlı kadının yanına gelen hizmetçi nefes nefese  kalmıştı.

Yaşlı kadın: “Ne oldu kızım? Senin bu acelen ne?” diye sormuş,

Hizmetçi: “Hanımefendi, eşiniz seyahatten döndü ve hemen sizi görmek istiyor.” demiş

Bunun üzerine tüm keyfi kaçan tüccara dönen yaşlı kadın “Eşim dönmüşse mücevherlerimi saklamama gerek kalmadı.” dedikten sonra müsaade isteyerek ayağa kalkmış.

Tüccar ise büyük bir şaşkınlık içerisinde olup biteni anlamaya çalışıyordu ama kendine oynanan oyunu anlamamıştı.

Bu durumu çevresindeki herkese anlatan yaşlı kadın ve çöpçü başka insanlarında değerli eşya ve paralarını ona teslim etmemeleri için ellerinden gelen her türlü gayreti göstererek nasıl biri olduğunu tüm insanlara anlatmışlar.

Artık çevrede itibarı kalmayan ve kimse tarafından güvenilmeyen tüccar paralarını alamayanların birleşerek paralarını geri almaları sonucu yavaş yavaş tüm malını kaybetmiş ve beş parasız olarak ortada kalmış.

Bu Açgözlü Adam Hikayesi de burada son bulmuş.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Küçük Çocuk Hikayeleri Serçenin Oyunu
Çiftçi ile Serçe Hikayesi: Anonim Türk Masalları
Ördek Okulu Masalı
Ördek Okulu Masalı
Panda Pandi Masalı
Panda Pandi Masalı
Keloğlan Zenginler Ülkesi Masalı
Keloğlan Zenginler Ülkesi Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.