Yalnız Adam Masalı

Yalnız Adam Masalı

Abone Ol google news

Çocuk Masalları oku ve eğlen, prensibi gereği derlediğimiz Yalnız Adam Masalı ’nı mutlaka okuyunuz.

Yalnız Adam Masalı

Evvel zaman içinde uzak bir ülkede, kara bulutlar her yeri kaplamış olduğundan, kara bulutların arkasında kalan güneş bir yolunu bulup görünemezmiş bile…

O ülkede yeni doğanlar çoğu zaman hiç güneş yüzü görmezmiş, Onunun için de kimse güneşin varlığına inanmazmış…

Bu karanlık ülkede yaşayanlar birbirine kızar, dedikodu yapar, kavga ederek yaşamlarını sürdürülmüşler.

Bu şekildeki sıkıcı yaşam biçiminden, yaşayan insanlarda mutsuzmuşlar.

Onlara baktığın zaman asık yüzlü insanların, paltolarının yakasını kaldırarak saçakların altından hızlı bir şekilde ilerlediği görülürmüş,

Genelde o sokaklar boş ve sessizmiş sadece ortalıkta yalnız başına boş aylakça dolaşan hayvanlar varmış. İş yerlerinin kepenkleri çoğu zaman kapalı dururmuş

Evlerden zaman  zaman ağıt, ya da yas çığlıkları duyulurmuş.

Bu ülkenin uzak bir köşesinde, bir bahçe içerisindeki kulübede, tek başına yaşayan gariban bir adamcağız varmış.

Evinden pek fazla çıkmadığı gibi kimseyle konuşmaz, ya kitap okur ya da bahçesi ile uğraşırmış.

Bahçesindeki kara toprak üzerinde çiçekler yetiştirmekteymiş onun inancına göre o yeşillikler, güneşi geri getirecekmiş.

Gariban adam her sabah erkenden kalkar, bahçeyi temizlemek için saatlerce uğraşırmış. Sürekli yağan yağmur altında oluşan çamurları temizlemek için harcadığı çaba, epey bir fazlaymış.

Adam bahçesinde önce küçük kanallar yapmış, yağan yağmur sonucu oluşan su birikintilerini bu kanallara yönlendirerek toprak parçalarının tamamen çamurlaşmasını önlemeye çalışıyordu.

Sürekli yağmur yağması yüzünden suya doyan toprak, adamın istediği sonucu kolay bir şekilde verememiş.

Günler bu şekilde geçerken gayretlerinin sonuca ulaştığını gösteren küçük belirtiler görünce sevinçle “bunu mutlaka başaracağım” demiş

Artık toprak yağmuru emmiyor, toplanan su açmış olduğu kanala doğru akıyordu adam kendi kendine

“ Artık tohumları ve fidanları dikme zamanı geldi” diye düşünmüş.

Ertesi gün erkenden kalktığı gibi işe koyulmuş, çim tohumlarını toprağın üzerine özenle serpiştirmiş. Bahçe duvarına yakın yerlere de çiçek ve ağaç fidanları dikmiş.

Dikim işleri bitince o bahçeye bakıp:

“ Burasıda bir gün yemyeşil olacak, her taraf güzel kokulu ve renk renk çiçeklerle dolup taşacak.”

Diye söylenmiş.

Geceleri yatarken hep rüyasında bahçesinin gelecekte alacağı şekli görür, sabah uyanınca da o sevinçle bahçeye çalışmaya gidermiş

Aylarca süren çabası sonucu en sonunda bahçedeki çamuru kurutmayı başarmıştı artık yeşeren çim tohumları ve çiçek fideleri çamur içerisinde kalmayacaktı.

Onu hep çalışırken görenler bahçedeki değişikliği görüyorlar ama

“Nasıl olsa başaramaz, bu bahçede hiçbir şey yeşermez.”

Diyerek konuşup geçiyorlarmış.

Çamur tümüyle yok olunca, bahçeyi görenler kıskanıyor

“Çamur olmayan bahçe olmamalı”

Diyerek geceleri bahçeye çamur atıyorlardı, çevredekiler ne yaparlarsa yapsınlar hayallerindeki bahçeyi yeşertmek isteyen adam bir türlü vazgeçmiyormuş.

Gün geçtikçe toprak kabarıyor, hava alıyormuş, o kabaran toprak suyu güzel bir şekilde emiyor o yağan yağmur toprağa artık zarar vermiyor, hatta fayda sağlıyormuş.

Bir sabah, o yalnız adam, uyanıp bahçeye çalışmak için çıktığında birkaç çim tohumunun filizlenip kıl gibi ince bir şekilde topraktan çıktığını görünce yalnız adamın sevinçten gözlerinden yaşlar akmaya başlamış.

Nasır tutmuş ellerinin tersiyle gözyaşlarını silerek gülerek hoş bir ezgi mırıldanmaya başlamıştı, belki de o ülkede o anda tek gülen kişiydi.

O günden sonra artık çalışmalarını daha isteyerek sürdürüyor, artık ümitsizliğe hiç kapılmıyormuş.

O gece, yine rüyasında her yerin yeşilliklerle kaplı olduğunu görmüş kalkınca da…

“ Keşke bu rüya hiç bitmese, diye yakarmış mutlulukla.”

Sayılar her geçen gün artan ve topraktan çıkan o cılız çim sürgünlerini ezmemeye özen göstermiş.

Bir taraftan yeni çimler çıkıyor diğer taraftan da o zayıf çimler güçlenmeye başlıyorlardı.

Bir hafta sonra, çevredekiler de bahçeyi gözlemeye başlamışlardı çünkü toprağın üzerindeki yeşil örtü, artık bahçe duvarının ötesinden de bakıldığında görünüyormuş.

Her geçen gün o yeşil örtü hızla koyulaşıyor, gürleşiyormuş.

Artık Yalnız Adam’ın o güzel bahçesi, diğer çamurlu bahçelere göre çok farklıymış.

Önceleri Yalnız adamı çalışırken görenler dudak büküp şöyle bir bakıp geçerken, şimdi ise hayretle bahçeye bakıyormuşlar.

Aradan aylar geçmiş o cılız çimler büyümüş, bir yeşil örtü gibi bahçeyi kaplamıştı, ülkenin tek yeşil bahçesini görmek için meraklı kişiler gelmeye başlamıştı bile…

Yalnız Adam’ın bunu nasıl başardığını öğrenmek isteyen kişiler, ondan öğrendikleri ile çim tohumları satın alıp yollara düşerler.

Kendilerinin de bunu başaracağını düşünenlerin sayısı çoğalınca bahçelerini ekenlerin sayısı artmış

Gün geçtikçe başka bahçelerde de çim yetiştiği yolunda söylentiler artmaya başlamış, çim yetiştiren kişilerin güldüğü ve neşeli oldukları dilden dile dolaşır dururmuş bu durum ülkedeki o karamsar tabloyu değiştirmek üzereymiş…

O günlere kadar karamsarlığı ve karanlığı kendisine temel alanlar, bu değişimden hiçte hoşnut olmamışlardı o yüzden karamsarlığı savunacak bir gurup yetiştirmeye başlamışlar. Sonrada onları, yemyeşil bahçelerin bulunduğu yerleri gözlemlemek için göndermişler.

Bunlar, karamsarlığı savunan bir gurup adama, her gün bahçelerde meydana gelen gelişmeler hakkında bilgiler verir bahçeleri eken kişileri engellemek için en uygun anı beklemeye başlamışlar.

Yalnız Adam ise, sevinçle gelişmeleri izliyor, çabalayan kişilere yardıma koşuyordu, bu arada bahçesini de hiç ihmal etmiyordu.

Bir sabah uyandığında her zamanki gibi bahçeyi çıkıp çimleri izlerken duvar dibindeki papatya fidelerinden bir tanesinin, taç yapraklarını açmış olduğunu görünce sevinç çığlıkları atarak yanına gidip oturmuş.

“Bu karamsar ülkede açan ilk ve beyaz çiçek sensin, dedikten sonra dışarı çıkarak herkese papatyayı anlatmış.

Papatyanın açışını işiten herkes artık aydınlık günlerin de doğacağına inanmaya başlamış ve güneşin doğacağı günü ümitle beklemişler.

Karanlık günlerin bitmesini istemeyen gurup ise artık gelişmelere “dur” demenin zamanı geldiğini düşünerek planlar yapmaya başlamışlar.

Artık gizliden bahçelere saldırılar düzenleyerek bahçelere çamur doldurmuş çimleri koparmışlar sonrada, sanki bahçeye zarar veren kendileri değilmiş gibi halk ile beraber bağırıp, o karamsar guruba ateş püskürmüşler lakin bir türlü bahçelerin yeşermesine engel olamamışlar.

Günler bu şekilde geçip giderken bir sabah erkenden uyanan yalnız adam, kapıyı açtığında bir ışık kümesi görünce korkarak kapıyı hızlıca kapatmış, karamsar güçlerin bahçesine saldırı yaptığını düşünmüş.

Dışarıda hiçbir ses olmadığını anlayan adam tekrardan yavaşça kapıyı açmaya başlamış, birde ne görsün, gökyüzünden süzülerek bahçesine kadar uzanan çok güzel bir ışık kümesi, bahçedeki her şey adeta canlanmıştı.

Hayatında ilk kez güneşin doğuşunu gören Yalnız Adam,  bahçedeki çimlerin ve çiçeklerin coşkusuna katılarak sevinçle koşmaya başlamış. O günden sonra o güneş her gün doğmaya başlamış.

Çocuk Masalları oku ve eğlen, prensibi gereği derlediğimiz Yalnız Adam Masalı ’nı okurken eğlendiğinizi umarız diğer masallar için Uyku Masalları sayfasını inceleyebilir dilerseniz Güzel Kız Masalı ’nı okuyabilirsiniz.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Kuğu Gölü Balesi Hikayesi
Kuğu Gölü Balesi Hikayesi
Minik-Ari-Masali
Tembel Arı Masalı
İmdi Dede Masalı
İmdi Dede Masalı
Limon Kız Masalı
Limon Kız Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.