Alice Harikalar Diyarında Masalı

Alice, adındaki küçük ve şirin bir kız çocuğunun, Ablasını beklerken tesadüfen karşılaştığı bir tavşan’ın geçtiği deliğe girerek, Eğlenceli bir çocuk dünyası olan Harikalar diyarında başından geçenleri konu edinen güzel bir çocuk hikayesi. İyi Okumalar.

Bu Güzel Aslan ile Fare Masalı da sizin ilginizi çekebilir.

Alice Harikalar Diyarında Masalı oku

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içerisinde büyük bir şehirde çocukları ile birlikte mutlu ve mesut bir hayat yaşamakta olan bir aile, bu ailenin alice ve aydar isminde iki tane çocuğu varmış.

Kardeşine çok değer vermekte olan Aydar, kardeşine ertesi gün havanın güneşli olması halinde kendisini parka götüreceğine dair söz vermişti.

Sabah olduğunda havanın güneşli olduğunu gören alice ablasının yanına giderek ona: “Abla hava güneşli ne zaman parka gideceğiz.” diye sormuş.

Ablası: “Biraz daha kitap okuyayım, biraz sonra gideriz.” demiş.

Ablası kitap okurken onu sabırsızlıkla bekleyen Alice’nin canı çok sıkılıyordu. Kendi kendine:

“Şu büyükleri anlamakta zorlanıyorum. İçerisinde resim olmayan bir Masal kitabı, nasıl oluyor da onların ilgisini çekiyor. Acaba büyüyünce bende onlar gibi mi olacağım? Hayır, öyle olmak istemiyorum!” Demiş.

Can sıkıntısından bir o tarafa bir bu tarafa giden Alice, birden bahçede kendi kendine konuşan bir tavşan görmüş. Merakla tavşanın ardından giderek hiç düşünmeden onun girdiği deliğe girmiş. 

Başka bir diyara giden alice, önce çok korkmuş. Biraz etrafı gezdikten sonra gördükleri karşısında şaşkına dönmüş; çünkü gördüğü her şey küçükmüş.

Alice kendi kendine: “Burası, diğer yerlerden farklı, tavşan nereye kayboldu geri dönebilmem için onu mutlaka bulmam gerekiyor.” demiş.

Alice etrafa bakına bakına gezinirken 3 ayaklı parlak bir cam ve üzerinde gümüşten yapılmış olan minik bir anahtar görmüş, o anahtarı alarak biraz  ileride bulunan kapıyı açarak içeri bakmış.

Şaşkınlıkla içeri izlerken kendi kendine: “Keşke bende oraya girebilecek kadar küçük olabilseydim.” demiş.

Arkasına dönen Alice anahtarı aldığı masanın üzerinde bir bardak limonata’nın olduğunu görmüş hiç düşünmeden o limonatayı alarak içmiş. İçtiği limonatanın etkisiyle boyu küçülen Alice, hiç beklemeden kapıdan içeri girmiş.

Orada biraz eğlendikten sonra o  kapıdan geri çıkmış. Bu sefer de kendi kendine çok küçüğüm nasıl eski halime gelebilirim? Diye düşünürken camlı masanın üzerinde muzlu bir pasta olduğunu görmüş.

Karnıda aç olan Alice, hemen pastayı yemeye başlayınca eski haline dönmüş. Yaşadıklarından hoşnut olan Alice, gezmeye devam etmiş.

Biraz yürüdükten sonra  tavşanı havuç yerken görmüş, koşar adımlarla tavşanın yanına giderek ona:

“Tavşan kardeş benim adım alice, seni bizim bahçede görmüştüm o sırada kendi kendine  konuşuyordun sonrada bu diyara gelen deliğe girdiğini gördüm. Bende senin ardından geldim, burası çok güzel ama nasıl eve geri dönebilirim, bunun için senin yardımına ihtiyacım var.”

Tavşan: “Ama ben seni hiç fark etmedim, mademki buraya kadar gelebilmişsin bence harikalar diyarının tadını çıkartmadan geri dönmemelisin. Sonra sana geri dönmenin yolunu göstereceğim, ancak önce biraz eğlenmemiz lazım beni takip et.” demiş,

Beraber oyunlar oynayarak, gezmeye başlamışlar. Bir diyara girmeden önce kapının önünde bulunan sıvı maddeyi içip, küçülüyor. O diyarlara girerek epey bir eğlendikten sonra kapıdan çıkarak dışarıda bulunan pastaları yiyerek tekrar eski haline geliyorlardı.

Alice  o kadar eğleniyordu ki her yer harikaydı. Zaman zaman Alice harikalar diyarında diye bağırıyorlardı.

Harikalar diyarında o güzel yerlerde oyun oynamanın etkisiyle eve dönmeyi bile unutmuştu. Her diyarda ayrı bir güzellik ayrı bir dünya vardı.

Tavşan: “Alice, ben yoruldum hadi sen git biraz yalnız başına eğlen ben seni şurada beklerim.” demiş.

Alice yalnız başına dolaşırken bir kedi görmüş, ona: “Sen ne kadar garip bir kedisin?” Demiş

Kedi: “Evet! Herkes senin gibi düşünür ama benimle zaman geçiren herkes de çok eğlenir. Harikalar diyarına hoş geldin Alice,  şapkacı ve Tavşan’la tanıştın imkanın oldu mu?”

Alice: “Tavşanla tanıştım ama şapkasını hiç görmedim.”

Kedi: “Öyleyse beni takip et ve benim yaptıklarımın aynısını yap.” demiş.

Beraber yola koyulmuşlar karşılarına ilk çıkan devasa bir kapının önünde durmuşlar. Kedi patisini kaldırarak kapıya dokunduğunda birden dev bir kediye dönüşmüş. Ardından Alice de elini kapıya sürmüş oda bir dev haline gelmiş beraberce içeri girmişler.

Her taraf rengarenk çeşit çeşit meyve ağaçları, oyun bahçeleri ve devasa canlılarla doluydu. Ellerini muz ağacına uzattıklarında, muz ağacı eğiliyor, muzu daldan kopardıktan sonra eski haline dönüyordu. Neredeyse çocukların sevdiği her meyve orada mevcuttu.

Dallarında çeşitli şekerlerin bulunduğu şeker ağaçları, çikolata ağaçları, lokum ağaçları, bisküvi ağaçları, kek ağaçları gibi bir sürü ağaç, çeşit çeşit oyuncak bebekler, kumandalı arabalar, robotlar, havuzlar yani bir çocuğun eğlenmek için ihtiyaç duyacağı her şey mevcuttu.

Az ilerde bekleyen şapkacı ve şakacı maymun “Alice, harikalar diyarına hoş geldin hadi eğlenmeye başlayalım” demiş.

Beraberce durmadan saatlerce eğlenip,  yiyip içmişler iyice yorulan Alice oradakilerle vedalaştıktan sonra eve geri dönmek için tavşanın bulunduğu yere geri döner ve ona.

“Tavşan kardeş hayatımda bu kadar güzel bir vakit geçirmemiştim. Ama artık eve geri dönmem lazım, ablam beni çok merak etmiştir.”

Tavşan; “Benimle gel.” diyerek onu deliğin yanına götürmüş. Orada bulunan anahtar ile kapıyı açarak “şu merdivenlerden yukarı çık bahçeye çıkarsın.” demiş.

Alice Tavşan’a yardımları için teşekkür ettikten sonra merdivenden çıkarak bahçeye ulaşmış. Ablasının telaşlı bir şekilde kendisini aradığını görünce “ablacım buradayım.” diyerek ona sarılmış.

Ablası: “Şimdiye kadar nerelerdeydin kayboldun diye çok korktum.”

Alice “kaybolmadım abla sadece biraz eğlendim.”

Ablası “hadi güzel kardeşim parka oynamaya gidelim.”

Alice: “Çok yoruldum abla, artık canım oynamak istemiyor. Biraz yatmak istiyorum.” diyerek odasına çıkmış ve canı her oynamak istediğinde delikten harikalar diyarına geçerek,  gönlünce eğlendikten sonra eve geri dönüyordu.