Keloğlan ile Altın Balık Masalı

Keloğlan ile Balık

Abone Ol google news

Keloğlan ile Altın Balık Masalı, Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde meraklı ve hiç sır tutamayan Keloğlan isminde garip genç yaşarmış,

Günlerden bir gün Keloğlan, odun kesmek için ormana doğru yola koyulur, ormana varmadan “imdaat, imdaat beni kurtarın!” diye bir ses işitir, önce bir sağına sonrada soluna bakar ama kimseyi göremez, “her halde bana öyle geldi diye düşünerek yoluna devam eder.

Çok geçmeden aynı sesi tekrar işitir, etrafına bakınırken bir de ne görsün! Toprağın üzerinde bir balık “imdaat beni kurtarın!” diye bağırıyor.

Meğerse bir şekilde o balığı sudan çıkarmışlar, kendisini tekrar suya atacak birisi onu işitsin diye bağırıyormuş,

Balığın yanına giden Keloğlan, balığı aldığı gibi suya atar.

Balık:

“Hey Keloğlan sen benim hayatımı kurtardın, o yüzden sana minnet borçluyum, minnetimin bir karşılığı olarak sana bir hediye vermek istiyorum, dönüşte mutlaka bana uğra sana bir şeyler söyleyeceğim” der.

Keloğlan dönüşte suyun yanına gelince balığın suyun kenarında olduğunu görür, Balığa:

“Geldim, söyle ne diyeceksin?”

“Şu arkandaki dağı görüyor musun?”

“ Evet görüyorum?

“O dağın hemen arkasında bir çukurda bir torba var git ve onu al, ihtiyacın olduğu vakit: Açıl susam açıl! Dersen açılır. İhtiyacını giderdikten sonra bu sefer kapan susam kapan! dersin kapanır. Ancak bunu hiçbir yerde gösterme ve kimseye söyleme yoksa senden çalarlar” der.

Keloğlan Balığa teşekkür ettikten sonra dağın arkasındaki torbayı aldığı gibi eve giderek anasına:

“ Ana, baksana buna, bunu bir balık verdi” der.

Anası:

“ Hey benim kel oğlum, keleş oğlum!” Der biraz tebessüm ettikten sonra “Bir balıktan ne beklenir ki r onun içindeki nedir?”diye merakla sorar.

Keloğlan :

“O torbayı önüne indirerek “Açıl susam açıl” deyince önlerine kocaman bir sofra açılır, hayatlarında görmedikleri kadar güzel olan o yemekleri yiyerek karınlarını güzelce  doyururlar.

Keloğlan anasına:

“Ana ne kadar güzel değil mi? Ben bunu komşulara da göstereceğim, der.

Anası:

“Oğlum sakın ola bundan hiç kimsenin haberi olmasın, bazen sırları saklamasını bilmelisin! Yoksa anında çalarlar” der.

Keloğlan bu kafasına koymuş bir kere anasını dinler mi?  Hemen dışarı çıkarak komşularını bir bir eve çağırır, olanları anlatmaya başlar. Sonrada torbayı önüne indirerek açıl susam açıl der diledikleri her şey sofraya gelir.

Komşular sofraya oturur karınlarını bir güzel doyururlar, kötü niyetli olan komşulardan birisi Keloğlan’ı kıskanarak o torbanın aynısını yaparak gece gizlice Keloğlanın sihirli torbası ile yer değiştirir.

Ertesi gün sabah erkenden kalkan Keloğlan’ın  karnı acıkınca torbaya:

“Açıl susam açıl! Diye seslenir ama torba açılmaz, birkaç kez tekrarlar ama bir türlü açılmayınca Keloğlan torbayı aldığı gibi ormana doğru yol alır, suyun kenarına gelince Balığa der ki:

“ Balık kardeş, balık Kardeş! Senin verdiğin torba birinci gün açıldı ama artık açılmıyor” der.

Balık suyun kenarına gelerek

“Keloğlan tekrar o dağın arkasındaki çukura git orada bir torba daha var onu al ama sakın kimseye gösterme, sırrını da söyleme” der.

Keloğlan dağın arkasına giderek aynı yerden ikinci torbayı da alarak eve döner

Anasına:

“Ana,  balık bana başka bir torba daha verdi” der.

Keloğlan ikinci torbayı açınca içinde sihirli bir değirmen olduğunu görür, değirmeni çevirdikçe de para çıktığını görünce Anası:

“ Bak benim canım oğlum, bari bunu hiç kimseye gösterme, bunuda çalarlar yine parasız ortada kalırız” der.

Keloğlan ne anasının ne de balığın sözünü dinlemez, yine komşularını çağırarak onlara sihirli değirmenin hünerlerini gösterir.

Kötü niyetli komşu hemen onun gibi bir değirmen yaptırarak, sihirli değirmeni ile yer değiştirir. Ertesi günün sabahında Keloğlan değirmeni çevirir ama bir türlü para çıkmayınca yine ormanın yolunu tutarak Balığa:

“Balık kardeş! Bu senin verdiğin değirmen birinci gün iyiydi, ikinci gün bozuldu, bu sefer Balık kızarak:

“Keloğlan, bak bunu muhafaza et senin son şansın, aynı yerde başka bir torba daha var bu seferde git onu al ve dediklerimi yap” der.

Keloğlan torbayı aldığı gibi eve giderek anasına:

“Ana ana! Baksana bu torbayı balık son bir şans daha tanıdı” der.

Üçüncü torbayı da açan Keloğlan torbanın içinde bir tokmak olduğunu görür, Vur tokmağım vur! deyince çalışmaya başlar, dur tokmağım dur deyince duruyordu.

Balık bu tokmağı Keloğlan’a hırsızları cezalandırmak için vermişti, Keloğlan o tokmağı komşularına anlatmak için onları çağırır, vur tokmağım vur dediği anda tokmak hırsızlık yapan komşunun başına vurmaya başlar, onu eşek sudan gelinceye kadar dövmeye devam eder.

Keloğlan:

“ Bu demek oluyor ki, o iki sihirli torbaları da sen çaldın? ha! Der.

Kötü komşu:

“Hayır yanılıyorsun ben çalmadım, dedikçe tokmak vurmaya devam eder.

Dayanamayan kötü komşu:

“Evet, yeter ben çaldım ve şu ağacın altına gömdüm, Keloğlanla beraber gidip bakarlar ki sofra çürümüş, değirmen de paslanmış.

Bu sefer tokmak Keloğlan’ın başına vurmaya başlar, Keloğlan tokmağın verdiği acıdan tokmağı nasıl durduracağını unutmuştu.

Eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyen keloğlan sır tutmamanın ve anasının, büyüklerin sözünü dinlemememin cezasını bu şekilde çeker.

Bu popüler masal da ilginizi çekebilir: Aslan ile Kurbağa Masalı

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Kötü Alışkanlıklar Hikayesi
Kötü Alışkanlıklar Hikayesi
Kurbağa Prens Masalı
Kurbağa Prens Masalı
Obur Balina Masalı
Obur Balina Masalı
Bir Dostluk Masalı
Bir Dostluk Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.