Bilinen Hikayeler: Aslan, Öküz ve Çakal

Aslan, Öküz ve Çakal Çocuk Hikayeleri

Abone Ol google news

Aslan, Öküz ve Çakal Masalı, Bir varmış bir yokmuş  bir zamanlar çok uzak bir ülkenin şirin bir köyünde ihtiyar bir adam yaşarmış.

Bu ihtiyarın ise israfı çok seven üç oğlu varmış ki, bu çocuklar  babalarının mallarını hiç düşünmeden  har vurup harman savuruyorlardı.

Oğullarının bu durumuna çok üzülen babaları, bir gün onların bu haline  son vermek için evlatlarını karşılarına alarak ilk önce onları bir güzel azarladıktan sonra saatlerce nasihat etmiş.

Çalışmanın ne kadar güzel olduğu, helal kazancın önemi, ailenin rızkını temin için gayret içerisinde olmanın öneminden bahseden etkili bir konuşma yapmış.

Çocuklar bu sefer babalarının öğütlerine kulak vererek kendilerine bir çeki düzen vermeye karar vermişlerdi. İçlerinden en büyük olanı hazırlık yaparak Meyyun bölgesine doğru yola çıkmış.

Epey bir yol aldıktan sonra yoluna bir balçık çıkmış,  Şetrebe ve Bendebe adlı iki öküzün çekmiş olduğu arabasını oradan geçirmek isterken Şetrebe  adını verdiği öküz çamura saplanmış.

Her ne kadar uğraştıysa da bir türlü o öküzü çamurdan kurtaramamışlar, öküzün ağır olması dolayısıyla o çamurdan çıkaramamıştı.

Büyük oğlan çaresizce belki çamur kuruyunca öküz kurtulup arkalarında onlara yetişir düşüncesiyle yanındaki kişiyle birlikte Şetrebe’yi orada bırakarak yollarına devam etmiş.

Bir süre sonra başına gelecek  olan tehlikelerden korkan adam öküzün yanından ayrılarak kervana yetişerek  öküz öldü deyip yalan söylemişti.

Çok geçmeden bataklıktan kurtulan Şetrebe ise etrafta dolanırken sulak olan bol yeşillikli bir alana gitmişti, orada bir güzel karnını doyurmuş, günlerce otlanarak eski gücüne kavuşmuştu.

Şetrebe gücünü toparlayınca eskisi gibi keskin keskin böğürmeye başlamış, Şetrebe’nin kaldığı bölgede yaşayan herkesin korktuğu bir aslan varmış ki bu aslan o ormanın kralıymış, o çevrede bulunan bütün hayvanlar onun emri altındaymış.

Öküzün o böğürmelerini işiten aslanın korkudan neredeyse yüreği hoplamış çünkü hazır yemlerle karnını doyuran ve hiç ava çıkmayan bu aslan, daha önce hiç öküz görmediği gibi sesini de duymamıştı.

Aslan Şetrebe’den çok korkmuştu, bu aslanın emrinden hiç çıkmayan hayvanlardan Kelile ve Dimne adında iki kardeş çakal varmış.

Bu çakallardan büyük olanı Dimne, bir gün kardeşi Kelile’ye, kendisini krala tanıtmak istediğini söylemiş, Kelile ona; bunu niçin istediğini sorunca Dimne:

 “Bizim kralımız hazır bir şekilde yiyici biri, hiçbir iş yapmadığı gibi sanıldığı kadar da akıllı biri değil! Eğer ben kendimi ona tanıtarak  zekice fikirlerimi ona beğendirebilirsem, kıt akıllı olduğundan hemen onun gözünü boyayabilir, belki de onun yakın dostu olarak derecemi yükseltebilirim.” demiş.

Kelile hemen kardeşini uyarmış, sonrada ona nasihatte bulunmuş boş yere öyle hayallere kapılmamasını, Aslanın çevresinde bir sürü yalaka varken başarılı olmasının imkansız olduğunu, hem kendini ona tanıtsa dahi onun gözüne girecek öyle bir yeteneğinin olmadığını, aksine kralın kendisine zarar bile verebileceğini söylemiş.

Dimne ise kendisine çok güveniyordu aklı ve zekasıyla bu işi başarabileceğini söylemiş ayrıca bu işi yapmayı da kafasına koymuş, Kelile her ne yaptıysa da Dimne onu bu fikrinden dönmemiş.

Dimne sabah erkenden kalktığı gibi aslanın huzuruna çıkmış, kralı saygıyla selamladıktan sonra kendisinin kim olduğunu söylemiş, kral aslan ona ne istediğini sorunca Dimne önce krala övgü dolu sözlerle başlamış, sonra da evrende bulunan her şeyin, küçükte olsa bir çöpün dahi bir görevinin olduğunu, o nedenle olurda kralımıza bir yararının dokunabileceğini söyleyerek kapısına geldiğini ve daima onun hizmetinde bulunmak istediğini söylemiş.

Dakikalarca dil dökmüş, örnekler vermiş ve ona hikayeler anlatmış, özlü ve etkileyici sözler söylemiş en sonunda kralı sözleriyle etkilemeyi başarmış.

Günler bu şekilde geçip giderken aslanla olan dostlukları ilerlemiş, arkadaşlıkları da pekişmiş, bir gün ikisi yalnız oturup konuşurlarken aslan ormanın derinliklerinden  böğüren Şetrebe’nin sesini duymuş ve yine irkilmiş,  Aslan’n  korkusunu sezen Dimne çaktırmadan sormuş:

“Bu öküzün sesi sayın kralımızı endişeye mi düşürdü acaba?”

Aslan günlerdir duyduğu anda korktuğu o sesten Dimne’ye bahsetmiş, daha önce hiçbir şeyin kendisini bu kadar korkutmadığını, üstelik o sesin sahibinin de kim olduğunu bilmediğini söylemiş.

Dimne onu rahatlatmak için endişe edecek bir şey olmadığını, öyle sesi gür olan şeylerin her zaman içinin tahmin ettiğimizden daha boş olduğunu söyleyerek o öküz hakkında bilgi edinebileceğini söylemiş.

Aslan biraz da olsa rahatlamış ve arkadaşının teklifine de çok sevinmiş hemen Dimne’yi  sesin geldiği yöne yollamış.

Dimne bir süre sonra geri döndüğünde daha önce tahmin ettiği gibi sesin bir öküzden geldiğini, onun da zararsız olduğunu belirtmiş , daha önce hiç öküz görmeyen aslan’ın endişeleri hala geçmemişti.

Bunun üzerine Dimne “İsterseniz onu sizin huzurunuza getirtip  size itaat ettirebilirim!” diyerek aslanın rahatlatmıştı.

Dimne  hemen öküzün yanına giderek ona ormanların kralı olan aslan’ın kendisini huzuruna çağırdığını ve derhal oraya gitmeleri gerektiğini söylemiş.

Şetrebe ise Dimne’ye eğer sen benim can güvenliğini garanti edebilirsen seninle beraber oraya giderim demiş,

Dimne bu konuda ona garanti vererek birlikte Aslan’ın kaldığı yere gitmişler, Aslan öküze bakınca onun cüssesine hayran kalmış ve dış görünüşü dolayısıyla ona saygı göstermiş.

Şetrebe aslana saygı göstererek ona övgü dolu sözler sarf etmişti, zamanla birbirlerine alışarak çok samimi birer  dost olmuşlardı, öyle bir dostluktu ki Aslan öküze danışmadan hiçbir iş yapamaz olmuş.

Onların bu dostluğu karşısında kıskançlık krizlerine giren Dimne, devamlı kardeşi Kelile’ye

“Öküzün kendi mertebesini ele geçirdiğinden artık kralın eskisi gibi kendisine dönüp bakmadığını,o yüzden Aslanla öküzün aralarını açmak için bir plan yaptığını, aklı ve zekasıyla da bunu mutlaka başaracağını söylemiş.

Kelile yine her zamanki gibi nasihatler etse de kardeşi onu bir türlü dinlemiyormuş kardeşi  iftiranın ne kadar kötü bir davranış olduğunu, onun ortaya çıkması halinde aslan’ın kendisine zarar vereceğini söylemiş.

Aradan bir kaç hafta geçtikten sonra Dimne aslanın huzuruna çıkınca Aslan, birden sitem edercesine “Uzun zaman oldu seni bu mecliste göremiyoruz, bunun sebebinin ne olduğunu öğrenebilir miyim, yoksa istemeden seni üzecek bir şey mi yaptık?” diye sormuş.

Dimne, bazı olaylardan dolayı kendisinin huzursuz olduğunu  belirtmiş sonrada.”Sayın kralımız! bazı güvenilir kaynaklardan edinmiş olduğum bilgilere göre meğer Şetrebe asilerle birlik olarak arkanızdan hain  planlar çevirirmiş.” diyerek aslanın içerisine kuşku düşürmüş.

Aslanın Dimne’nin iddialarına hiç inanmak istememiş çünkü Şetrebe ile çok iyi iki dost olduklarını, onun kötü niyetli birisi olmadığını, öyleki bugüne  kadar ondan iyilik dışında bir şey görmediğini belirtmiş.

Dimne ise sayın kralım o çok sinsi biri,  sizin gibi asaletli bir kralın danışmanı olarak bu uyarıyı size yapmak zorundayım.” demiş.

Laf ebeliği  yaparak, türlü yalanlarla desteklediği hikayeler ile aslanı kandırmayı başarmıştı.

Aslan,  bu durumda ne yapması gerektiğini sorunca, Dimne  “tek çaresinin onu tez zamanda ortadan kaldırmak olduğunu söylemiş, sonrada hiç beklemeden Şetrebe’nin yanına giderek bu seferde onu aslana karşı kışkırtmış ve ikisinin dostluğunu bozmuş.

Bir süre sonra Aslanla öküz karşılaşmışlar, Aslan öküzü karşısında görünce ona kızdığından göğsünü şişirerek dimdik bakmış.

Öküz aslanı o halde görünce demek çakal dediklerinde haklıymış meğer, diyerek savunmaya geçmiş, ama aslan öküzün işini orada bitirmişse de üzüntüsünden kahrolarak  yaptığına pişman olmuş.

Dimne planının tutmasına ve öküzün ortadan kaldırılmasına  sevinerek evine gitmişti.

Bu durumdan haberi olan kardeşi Kelile  ona “yaptığın bu işi beğendin değil mi, iki samimi dostu birbirine düşürdün” diyerek onu azarlamış.

Kelile ve Dimne konuşurlarken onların konuşmasını işiten aslanın bir yakın dostu hemen aslanın annesine işittiklerini bir bir anlatmış.

Annesi de aslana her şeyi anlatarak sır olduğundan kimden duyduğunu belirtmemiş, Dimne hemen yakalanarak  hapse atılıp zincire vurulmuş.

Kelile, kardeşini  hapiste ziyaret etmeye gitmişti , ikisi dertleşirken onların konuşmalarını duyan pars, Dimne hakkında işittiklerini aslana anlatınca Dimne suçunu itiraf etmiş  ve yaptıklarını canıyla ödemiş.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Yalancı Prenses Masalı
Yalancı Prenses Masalı
Kısa Çoraplı Zürafa Masalı
Kısa Çoraplı Zürafa Masalı
Simurg-Masali
Simurg Hikayesi
Keloğlan Zenginler Ülkesi Masalı
Keloğlan Zenginler Ülkesi Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.