Ayı ile Kurnaz Tilki Masalı

Ayı ile Kurnaz Tilki Masalı

Abone Ol google news

İki samimi arkadaş olan Ayı ile Kurnaz bir tilkinin başından geçenleri konu edinen ve kötü arkadaşlar ile birlikte olmanın sonucunda neler yaşayacağımızı anlatan her yaşa uygun güzel bir çocuk masalı.

Ayı ile Kurnaz Tilki Masalı

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde şirin ülkelerin birinde bir ayı ile tilki samimi iki arkadaş olmuşlardı.

Bir gün Tilki, arkadaşı ayıya demiş ki: “Madem samimi birer arkadaş olduk, her zaman birlikte hareket ederek birbirimize yardımcı olmalıyız. Şimdi seni güzel bir üzüm bağına götüreyim ki, karnımız güzelce doysun.”

Zaten acıkmış olan Ayı ”hadi gidelim öyleyse” demiş.

Beraberce oyunlar oynayarak eğlenceli bir şekilde az gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Öğlen vakti olmadan Tilkinin bahsettiği salkım salkım üzüm dolu bağa varmışlar.

Bağ öylesine güzel bir bağmış ki; salkım salkım üzümler o kadar çokmuş ki, adeta bir bulut gibi bahçeyi kaplıyormuş…

Ayı ile Tilki sevinçle bağa girerek üzümleri bir güzel yemeye başladılar. Bir süre sonra tıka basa karnını doyuran Tilki: “Eee, dostum ben doydum, sende doyduysan kimse gelmeden gidelim artık. Neredeyse bağın sahibi buraya gelir, bizi burada görürse bizi buraya geldiğimize pişman eder.”

Ayı, biraz homurdanmış sonrada “Biraz daha bekle dostum, daha karnım iyice doymadı. Bu lezzetli üzümlerden biraz daha yemek istiyorum.” demiş.

Adı üstünde ya ayı bu doymak nedir bilir mi? Bir salkım, bir salkım derken, epey bir gecikmişlerdi. Bu esnada bağa doğru gelen bağın sahibini gören Tilki, korkudan tir tir titremeye başlamıştı. Nasıl titremesin ki? Bağ sahibinin elinde koskoca bir değnek ve yanında iki büyük kangal köpeği varmış.

Tilki dostu Ayıya seslenmiş: “Dostum ben kaçıyorum, yerinde olsam sen de kaçıp canını kurtar.” Demiş.

Tilki, o sözleri söyler söylemez arkasına bakmadan hızlıca koşmuş. Bir deyim vardır ya adeta  tabanları yağlamış.

Ayı ise  bir kaç salkım daha yiyeyim derken, bağ sahibi iyice yakınlaşmış ve  e ayıyı görür görmez köpeklerine saldır emrini vermiş.

Zavallı ayı, o ağır gövdesiyle köpeklerden kaçayım derken ayağı kapana kapılmaz mı? Köpekler hemencecik yetişip etrafını sarmışlar.

Bağ sahibi ayının yanına giderek, elindeki sopayla bir güzel onu döverken köpekler ise sivri dişleriyle ayıyı ısırıp durmuşlar.

Sonunda, her nasıl olmuşsa kapandan kurtulan ayı, tabii buna kurtulmak denilirse yara bere içerisinde zor belâ tilkinin yanına varmış.

İnleyerek: “Yahu sen ne biçim arkadaşsın? Beni o kadar dövdüklerini gördüğün halde hiç yardımıma gelmedin, hiç olmazsa bir taş yuvarlayarak köpeklerin dikkatini dağıtabilirdin.”

Tilki, omuz silkerek: “Ama ben sana kaçman için haber verdim ya…” sonrada “Neyse, ellerinden kurtuldun ya ona şükret” demiş.

Gel zaman, git zaman derken ayı iyileşmiş yine arkadaşlık yapmaya başlamışlardı. Bir gün tilki yeni bir teklifte bulunmuştu. “Dostum gel seninle bir tarla ekelim, onun bunun bağına girerek, korkuyla hırsızlık yapacağımıza, kendi alın terimizle tarlamızı ekip biçelim.”

Ayı, Tilkinin teklifini hoş karşılamış sonra da “Peki ektiğimiz ürünü nasıl bölüşeceğiz?” diye sormuş.

Tilki, sinsice gülmüş: “Seninki de laf mı ayı kardeş, tabiki biz senle iyi birer arkadaşız, eşit bir şekilde bölüşürüz. Ama, sen nasıl istersen o şekilde de yapabiliriz. Bilirsin seni hem sever, hem de sayarım.”

Öyle güzel sözler söyleyen Tilkiye inanan Ayı sessizce dinliyordu. bu seferde  Tilki “Hatta ilk tercih hakkı da senin olsun, ekeceğimiz ürünün toprak üstünde kalan kısmını mı? İstersin, yoksa toprak altında kalan kısmını mı? Sana kalmış bir şey.”

Ayı  önce sessizle etrafında dolanıp düşünmüş, sonra da: “Fark etmez ama madem ilk tercih hakkını bana verdin, o halde toprağın altındaki kısmını tercih ediyorum çükü ben toprağı eşmeyi çok severim.”

Tilki “İyi toprağın altındaki senin, anlaştık öyleyse hemen işe başlayalım. Tarlada kuyruğumla  bırakacağım izleri pençelerinle güzelce kaz, sonra da arkandan tohumu ekerim.”Demiş

Tilki kuyruğuyla çizgiler çizmiş; zavallı ayı ise kan ter içinde toprağı pençeleriyle eştikten sonra tilki buğdayı ekmiş.

Arada günler geçmiş, yağmurlar yağıp, güneş açmış. Buğdaylar ise filizlenerek başağa durmuş. Bu sefer sıra mahsulü kaldırmaya gelmiş.

Tilki, başakları  güzelce topladıktan sonra harmanlayarak buğdaylarını almış.

Bu sefer sıra ayıya gelmiş. Zavallı ayı, boş yere tarlayı eşmiş, ama sadece ince bir kök ve biraz saçak toplayabilmiş.

Ayı, o seneyi çoğu zaman aç geçirirken, Tilki ise bolluk içerisinde yaşıyormuş.  Kış gelince ayı kış uykusuna yatmış ve zaman çabucak geçmiş. Derken bahar mevsimi gelip çatmış. Kış uykusundan uyanan ayı da açlıktan epey bir zayıflamıştı. Tilkinin yanına giderek ona: “Bu sene tarlayı ekmeyecek miyiz arkadaş?” Diye sormuş.

Kurnaz tilki, yine kurnazca gülmüş: “Ekeriz dostum” demiş.

Ayı, kendince akıllanmış ya… “Bu sefer de toprağın üstünde kalanlar benim olacak!..” diye  şart koşmuş.

Tilki umursamaz bir tavırla: “Neden olmasın dostum bilirsin ben seni severim madem öyle istiyorsun, bu seferde toprağın üstündekiler senin olsun.” Demiş

Tilki, yine tarlada kuyruğuyla izler çıkardıktan sonra, ayı pençeleriyle toprağı kazmış, ardından tilki, bu kez patates ekmiş.

Aradan günler geçmiş patatesler  filizlenerek büyümeye başlamış. Patatesin yapraklarını büyüdüğünü gören ayıcıkta keyifle “Ohh çok güzel bu sene ben karlı çıkacağım.” Diye düşünürmüş.

Tilki de, onun sevincini görünce kıs kıs gülüyor, ayıya hiç belli etmiyormuş. En sonunda hasat zamanı gelince Ayı: “Unutmadın  değil mi dostum, toprağın üstündekiler benim.”

Tilki “Hiç unutur muyum dostum, herkes nasibine razı olacak, toprağın üstündekileri alabilirsin.” Demiş.

Ayı, sevinçli bir şekilde patates tarlasına dalarak yaprakları çekerken toprağın altındaki yumrular da beraber çıkıyormuş. Zavallı ayı, yaprakları toplamış, tilki ise peşi sıra patatesleri toplayarak bir yere yığmış.

Tilki, patatesleri toplarken ayı ardından bakakalmış. Başına gelenleri anlamıştı ama kendisi öyle istediğinden tilkiye de bir şeycik diyememiş.

Bir süre sonra dayanamayan Ayı: “İkidir sen beni kandırıyorsun arkadaş, bu sefer patatesleri paylaşacağız, yoksa…”

Tilki, işin ciddiyetini anlamış ama pes etmeye de hiç niyeti yokmuş: “Yoksa eee.. ne yaparsın ayı kardeş?”

 Ayı: “Seninle kavga ederiz.”

“Bana uyar, kavga edelim öyleyse, yine büyüklük bende kalsın. Silahları sen seç, savaş meydanını ben seçerim.” Demiş

Ayı, teklifi kabul etmiş hemen yerden, kısa ama koca bir kütük almış. Tilki ise ince uzun bir sırık almış ve Ayıya: “İşte meydan da burası olsun buyur ilk hamle senin.”

Ayı, kısa kütüğü tilkiye fırlatmaya kalkana kadar, tilki elindeki o ince uzun sırıkla ayının kafasına öyle bir sert vurmuş ki, zavallı ayının feleği şaşmış. Sonrada ayıyı yanına yaklaştırmamak için, sırığın sivri ucuyla böğrüne, karnına dürtüyormuş.

Ayı bakmış ki olmuyor bu kez “Olmaz böyle senin elindeki sopa çok uzun. Silahları değişelim.”

Tilki “Hay hay, dediğin gibi olsun al sırığı ver kütüğü, ama bu sefer savaş meydanı şu inin içi olsun, orada vuruşalım.”

Ayı, kendince Tilkiyi alt edecek ya “Tamam” demiş.

İkisi o ine girmişler. Zavallı ayı, dar inin içinde, o uzun sırığı döndürememiş bile,  Tilki, elindeki kısacık kütükle vurmuş ayıya. Ayı o kadar çok dayak yemiş ki sonunda pes etmiş.

“Tamam, tamam benim sana ne aklım, ne gücüm yetiyor artık yakamı bırak ve sen yoluna, ben yoluma, patatesler de senin olsun.”

Tilki, ukala bir şekilde gülerek: “Aslında sen çok ahmak bir ayısın. Benim gibi tilkilerle uğraşamazsın. Ancak çalışkan bal arılarına dadanırsın. Yaz mevsiminde armutların en iyisini seçer yersin, kış mevsiminde ise avuçlarını yalar öyle yatarsın, haydi, var git işine…”

Ayı, yediği dayaklardan sonra zorlukla yerinden doğrulmuş. “Haklısın tilki” diyerek uzaklaşmış.

Tilki ise bir yıllık yiyeceğe sahip olmanın keyfiyle patateslerini yuvasına taşıyıp keyif çatmış…

Bu masal ile çocuklarımız neler kazanacak

  • Kötü ve kurnaz kişilerle arkadaşlık yapmanın kendisine fayda sağlamayacağını anlayacak
  • Kendi çıkarını düşünenlerden uzak duracak.
  • Bu masal ile eğlenceli bir vakit geçirecek.
Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Alın Teri Hikayesi
Alın Teri Hikayesi
Altın Saçlı Kızın Hikayesi
Altın Saçlı Kızın Hikayesi
Çürük Diş Masalı
Çürük Diş Masalı
Aç Gözlü Kedi
Aç Gözlü Kedi: Yaşlıların Anlattığı Masallar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.