Karagöz ve Hacivat Bilmece
Hacivat sokağa çıkmış kendi kendine neşeli bir şekilde bağırarak “ Yar bana bir eğlence, yar bana bir eğlence.” Diye dolaşıyormuş.
Onunla karşılaşan Karagöz “Bağırma, bağırma biraz sakin ol, Hacicavcav”
HACİVAT -Oooo Karagözüm ya sendemi buradaydın.
KARAGÖZ – Evet, bende buradaydım ne var ne yok Hacıcavcav. Bakıyorum da bugün pek neşelisin.
HACİVAT -Nasıl olmam, bugün yeni bilmeceler öğrendim.
KARAGÖZ – Nasıl yani, yeni neler öğrendin pek anlamadım
HACİVAT – Bilmece, bilmece iki gözüm. Sahi sen hiç bilmece bilir misin?
KARAGÖZ- Tabiki bilirim istersen sorabilirsin.
HACİVAT – İyi o zaman, ben sana kolay bir bilmece sorayım.” Der sonra “eeeeeeeeeee” diye söylenir.
KARAGÖZ- Bu nasıl bir bilmece
HACİVAT – O bilmece değil ki, sadece düşünüyorum. Şimdi buldum “Yer altında dolaşan yağlı kayış”
KARAGÖZ – Bu çok kolay, Yağlı kayış.
HACİVAT – Ne, hayır, hayır cevabı yağlı kayış değil.
KARAGÖZ – Öyleyse cevabı yağsız kayış.
HACİVAT- Hahahaha cevabı o da değil! Bak bilemedin. Cevabı yılan.
KARAGÖZ – Hacicavcav yahu yılanın neresi yağlı…
HACİVAT- Yılan böyle kaygan kaygan sürünerek gider ya o bakımdan söylemişler. Şimdi sana başka bir bilmece sorayım. Bakalım onu bilir misin? Yer altında kırmızı minare
KARAGÖZ – Ben bunu daha öncede duymuştum sanki. Kırmızı minare,
HACİVAT- Ne, kırmızı minaremi, yav bunu da bilemedin.
KARAGÖZ – Öyleyse pembe minare
HACİVAT- Oda değil ben söyleyeyim. Havuç.
KARAGÖZ – Seni tepelerim şimdi. Ya havucun neresi kırmızı minareye benzer..
HACİVAT- Eee bilmece bu, sana bir tane daha soruyorum.
KARAGÖZ – Bak öyle acayip bir cevabı olan bir bilmeceyi sorarsan, bu sefer seni tepelerim vallahi
HACİVAT- Merak etme bunu bileceğini düşünüyorum. Bir küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk
KARAGÖZ – Kolaya benziyor. Buldum Turşu fıçısı
HACİVAT- Bunu da bilemedin Limon.
KARAGÖZ – Dur der şimdi ağzım sulandı. Ya hacıcavcav Limonun neresi turşucuk
HACİVAT- Limon fıçıya benziyor ya ondan söylemişler.
KARAGÖZ – İyi o zaman şimdi bende sana bir bilmece soracağım. Bakalım sen bilmeceyi bilebilecek misin?
HACİVAT- Sor sor
KARAGÖZ – Han kapısına sığmaz. Fındıkkabuğuna sığar. Kan kırmızı süt beyaz.
HACİVAT- Ya karagözüm böyle bilmecemi olur.
KARAGÖZ – Senin havucun kırmızı minare oluyor. Küçücük limonun, turşu fıçısı oluyor da benimki niye olmuyor söyle bakalım. Her şeyi bildiğini zannediyorsun bunuda bil görelim bakalım.
HACİVAT- Karagöz’üm bilemedim ya cevabını söyler misin?
KARAGÖZ – Benim işim, gücüm var. Düşünde bul, hadi bakalım ben gidiyorum. Sen düşün taşın birazda kaşın, cevabını bul bakalım..
HACİVAT- Karagözüm sakın Bilmecenin cevabını söylemeden gitme. Halla halla gitti ya ben bu bilmecenin cevabını öğrenemezsem sabaha kadar uyuyamam. Çocuklar siz biliyorsanız ne olur bana söyleyin. Neyse gidip şu Karagöz’e biraz daha yalvarayım da inşallah bilmecenin cevabını bana söyler. “demiş ve Karagözün peşinden gitmiş ama onu hiçbir yerde bulamamış.
Bu güzel Karagöz ve Hacivat Bilmece hikayesi burada son buldu başka güzel hikayeler ile buluşmak üzere hoşçakalın..