Tahta Çanak Hikayesi

Tahta Çanak Hikayesi

Abone Ol google news

 Tahta Çanak Masalı, Oldukça beğenilerek okunan etkileyici bir eğitici masalı…İyi okumalar.

Yaşı 80’e dayanan Lokman Dede epey yaşlanmıştı. Gözleri eskisi gibi iyi görmüyor, kulakları da çok ağır işitiyordu. Yemeğini bile kendi kendine yemekte zorlanıyordu. Sofradayken  yemeği üzerine döküyor, hem üst başını hemde sofrayı kirletiyordu.

Eşini yıllar önce kaybettiğinden küçük oğlu Ahmet’in yanında kalıyordu. Onun bu davranışlarına hem oğlu hemde gelini kızıyor üstüne üstlük ona iyi davranmıyorlardı. O evde sadece torunları olan Mehmet Yusuf ve Sıla dedelerini seviyor ve dedelerinin o durumuna çok üzülüyorlardı. Onun için anne ve babasının sert tutumlarına da çok kızıyorlardı.

Bir akşam hep beraber yemek için sofraya oturmuşlardı. Lokman Dede, ekmeğe uzanmak isterken, elbisesi yemek dolu tabağa takılınca yemek yere döküldüğü gibi yere düşen tabak da kırıldı.

Sofra kirlendiği gibi yemek artıkları yerlere savrulmuştu, gelin bu duruma çok kızarak öfkeyle bağırıp çağırmaya başladı. Yaptığına çok üzülen Lokman dede ise hiçbir şey demeden sofradan kalkarak odasına çekildi.

Karnı aç olduğu halde üzüntüsünden yemek yiyecek hali kalmamıştı, kanepede uzanan dede gözyaşlarıyla Allah’a yalvarıyordu. “Ne olur Allah’ım bana yardım et eğer bu dünyadan göçme vaktim gelmişse ne olur şimdi beni yanına al, gelmemişse de ne olur bana yardım et çünkü artık  oğlum ve gelinime yük olmak istemiyorum” diyerek sabaha kadar Allah’a yalvarıp yakarmış.

Ertesi gün oğlu Ahmet bey, Lokman Dede’yi alarak evin bahçesinde bulunan eski  ve küçük barakayı kendisi için hazırladığını söyleyerek oraya taşıdılar. Artık Lokman dede kendisi için hazırladıkları o eski barakada kalacak ve yemeklerini de  kendisi için getirdikleri tahta kaşık ve çanakla yiyecekti.

Mehmet Yusuf  ve Sıla babasının dedelerini eski barakaya taşımalarına çok üzüldükleri gibi dedelerinin dışlanmasını da bir türlü kabullenemiyorlardı. Onlara göre anne ve babasının yaptıkları çok anlamsızdı. Çünkü gün gelecek onlarda onun gibi yaşlanacak belki daha zor duruma düşeceklerdi. Belki de onların da eli ayağı tutmayacaktı. Bunu anne ve babasına nasıl anlatabileceklerini  bilemiyorlardı.

O yüzden iki kardeş oturup epey düşündüler ve en sonunda kendilerince bir çözüm yolu buldular.

Babalarının işe gitmediği  bir gün Mehmet Yusuf ve Sıla harçlıklarını biriktirerek satın aldıkları bir kaç tahta parçası ile birlikte eve geldiler. Ellerine  aldıkları bıçak ile onları sıyırmaya ve oyamaya başladılar.

Anne ve babası öylece onlara bakıyor ve ne yapmaya çalıştıklarını çok merak ediyorlardı.

 Anneleri merakla sordu: ” Evlatlarım bu tahtalar ile ne yapmaya çalışıyorsunuz?”

Sıla: “Tahta çanak ve kaşık yapıyoruz”

Annesi: “Peki yapacağınız o tahta çanak ve kaşıkları ne yapmayı düşünüyorunuz.”

Sıla: “Sizin için yapıyoruz, gün gelecek sizde yaşlandığınız vakit Lokman dedem gibi bunlara ihtiyaç duyacaksınız şimdiden onun hazırlığını  yapıyoruz.”

Annesi: “Nee bizim için mi?”

Sıla: “Evet annecim sizin için.”

Anne ve babanın yüzü kıpkırmızı olmuş söyleyecek tek kelime bulamamışlardı. Hem yaptıklarından hemde kötü örnek olduklarından dolayı pişman olmuşlardı.

Ahmet bey ve karısı  birbirlerine baktıktan sonra Lokman dede’nin yanına giderek ondan özür dileyip tekrardan eve götürdüler ve ona o günden sonra daha güzel bir şekilde hizmet ettiler. O günden sonra onların evinde daima mutluluk rüzgarları esiyordu.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Kurnaz Tilkinin Hikayesi
Kurnaz Tilkinin Hikayesi
Altın Heybe Masalı, Keloğlan Masalı
Altın Heybe Masalı
Ağaç Kavunu Masalı
Ağaç Kavunu Masalı
Polyanna-Masali-Oku
Polyanna Masalı Oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.