Kısa Çoraplı Zürafa Masalı

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde güzel bir ülkede yaşayan diğer Zürafalardan farklı ama bir o kadar da şirin, kısa çorap giymesini çok seven bir zürafa varmış.

Her sabah güneşin doğmasıyla beraber uyanan kısa çoraplı zürafa, kahvaltısını yaptıktan sonra, dolaşmaya çıkarmış.

Onunla karşılaşan Tilki, onun kısa çoraplarıyla alay eder. Onu küçümsermiş.  Oysa o başkalarının kendisi ile alay etmesine çok üzülüyor. Bir şeyler demeden başını önüne eğerek oradan uzaklaşıyordu.

Zürafa bir gün yine kısa çoraplarını giydikten sonra keyifle dolaşmaya çıkmıştı. Karşılaştığı Maymun  “Merhaba Zürafa biliyor musun? O giydiğin çoraplar çok güzelmiş. Keşke benim de senin gibi çoraplarım, olsaydı.”

Zürafa gülümseyerek “Çok Teşekkür ediyorum. Bende bu çorapları çok seviyorum.” Demiş

Zürafa’nın keyfi daha da yerine gelmişti. Gezmeye devam eden zürafa bu seferde Zebra ile karşılaşmış. 

Zebra “Ha,ha,ha ne kadarda komik çoraplar giymişsin hemde çok kısa, daha önce hiç bu kadar gülmemiştim.”

Zürafa’nın tüm keyfi kaçmıştı. Büyük bir ağacın altına geçerek düşünceli bir şekilde oturmaya başladı. “Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Bu giydiğim kısa çoraplar hiçte söyledikleri gibi değil, hem ayaklarımı soğuktan koruyor, hemde ayağımda güzel duruyor. Ama bu arkadaşlar neden ön yargılı bir şekilde beni yargılıyorlar ki, Niye hiçbiri bu çorapları niye giydiğimi merak etmiyor. “Diye kendi kendine konuşurken o anda ağacın üstünde olan ve sessizce Kısa çoraplı zürafayı dinleyen Baykuş. Onun keyfini yerine getirmek için diğer hayvanların yanına giderek Zurafa’nın durumunu anlatmaya başlamış.

“Merhaba arkadaşlar. Biraz önce istemeyerek de olsa Kısa çorap giyen Zürafanın konuşmalarına şahit oldum. Bazı arkadaşlar onun giydiği çorap yüzünden onunla alay etmişler. Bu nedenle şu tepenin arkasındaki büyük Ceviz ağacının altına oturmuş. Üzgün bir şekilde kendi kendine konuşuyor. Ona nasıl yardım edebiliriz.” Diye sormuş

Ormanın en bilge hayvanı olarak bilinen Fil, “Aslında Zürafaya çok iyi biri, keşke  Onu üzmeden ve kırmadan kibar bir şekilde o kısa çorapların yakıştığını söyleselerdi. Şimdi o arkadaşımız bu kadar üzülmeyecekti.” Demiş.

Tüm hayvanlar “Haklısın, haklısın, haklısın,” demeye başlamış.

Baykuş “Peki Zürafanın keyfini nasıl yerine getirebiliriz. Bir fikri olan var mı?”

Fil “Benim bir fikrim var.” Diyerek öne atılmış. Sonrada “Hadi gelin hepimiz onun gibi kısa çoraplar giyerek Zürafanın yanına gidelim ve bu günümüzü de onunla birlikte geçirelim. Ne dersiniz.”

Bu fikir herkesin çok hoşuna gitmişti. Baykuş “Hadi öyleyse herkes eve giderek birer kısa çorap giyip, buraya gelsin. Buradan hep beraber Zürafa’nın yanına gidelim.” Demiş.

Orada bulunan tüm hayvanlar eve giderek giydikleri kısa çoraplarla buluşma yerine gelmişler.  Herkes geldikten hep beraber şarkı söyleyerek zürafanın yanına gitmişler.

“Bizler kısa çoraplıyız.”

“Kısa çorap giyeni severiz.          

“Bu çoraplar hem güzel. Hemde bizi soğuktan kuruyor.”

“Haydi sizde kısa çorap giyin.”

Kısa çoraplı zürafa bazılarının kısa çorap şarkısı söyleyerek kendilerine doğru geldiklerini görünce şaşkınlıkla ayağa kalkmış. Kendisine gelenlerin kısa çorap giydiklerini ve kısa çorap şarkısı söylediklerini duyunca sevinçle onlara doğru koşarak onlarla birlikte şarkı söylemeye başlamış.

O gün hep beraber oyunlar oynayarak eğlenmişler. Herkes birbirine yardım etmenin başkasını sevindirmenin kendisine verdiği huzur ve mutlulukla daha çok mutlu olmuştu..

O günden sonra hiç kimse Zürafanın kısa çoraplarıyla alay etmemiş…

Bu güzel masalımız da burada son buldu. Başka bir güzel Eğitici Masallar ile görüşmek üzere hoşçakalın…

Bu masalın kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.