Kurnaz Tilkinin Hikayesi

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde çok kurnaz bir tilki yaşarmış. Sürekli başkalarını kandırmaktan hoşlanan Kurnaz Tilki, bir sabah erkenden uykudan uyanır uyanmaz yiyecek bir şeyler bulmak için ormanda gezinip, duruyormuş.

Uzun bir süre dolaşan Tilki, halen yiyecek bir şeyler bulamamış, karnıda epey bir acıkmıştı. Ne yapacağını bilemeyen Tilki, bir ses işitmiş.

Sevinçle sesin geldiği yöne doğru koşmuş. Etrafa bakınan Tilki, sesi çıkaranın bir ağacın dalına konmuş bir Horoz olduğunu görmüş.

Yiyecek bir şeyler bulmanın sevinciyle dudaklarını yalayan Tilki, bir kütüğün arkasına gizlenip sessizce horozun yere inmesini beklemiş. Ama Horoz, bir türlü yere inmemişti.

Bir süre sonra ormanda güm güm diye  sesler yankılanınca o sesin  ne olduğunu merak eden Tilki, nasıl olsa horozun hemen inmeyeceğini düşünerek gizlendiği yerden koşarak sesin geldiği yöne doğru gitmiş.

Sesin geldiği yere varınca ağaç dalına asılı olan ve ne olduğunu bilmediği bir şeyin rüzgarın etkisiyle sallandıkça ses çıkardığını görmüş. O bir davulmuş, rüzgarın etkisiyle sallandıkça güm güm diye sesler çıkarıyormuş.

Tilki kendi kendine “Bu nasıl bir hayvan böyle? Sesi öyle hoş olur da kendisi olmaz mı?” Diyerek davulun üzerine sıçrayarak pençelerini davulun derisine batırmış. Fakat içinin boş bir kasnak olduğunu görünce üzgün bir şekilde tekrardan horozun bulunduğu yere doğru geri dönmüş.

Ama bu sefer Horozun ağacın üzerinde olmadığını görünce etrafına bakınmış. Ama horoz yokmuş. Bu duruma çok üzülen Kurnaz Tilki aç gözlülük yaparak elindeki fırsatı da kaçırmış.

Kurnazlığına rağmen o gün saatlerce aç bir şekilde ormanda dolanıp, durmuş ve kurnazlığın her zaman işe yaramadığını anlamıştı.