Maymunla Tilki Masallar
Maymunla Tilki Masalı, Eski zamanlarda kuzey ormanların birinde yaşayan şımarık bir maymun varmış. Bu maymun ağaçların dallarından atlamayı, sarmaşıklara tutunarak yükseklere tırmanmayı çok severmiş. öyle kıpır kıpır bir yaşamı varmış ki hiç yerinde duramazmış.
Bir gün ormanda uzun kabarık tüylü olan bir tilki ile karşılaşmış. Tilki de onun gibi ağaçlarda yaşamayı bilmiyor ama maymuna nazaran tüyleri çok güzelmiş. Hele öyle güzel bir kuyruğu varmış ki maymun onun arkadaşı olduğu için övünüp duruyormuş.
Tilki ile her buluştuklarında komik şeyler anlatarak gülüp eğleniyorlar, diğer bir yandan Maymun, arkadaşı Tilki ormanın en kurnaz ve çıkarcı hayvanı olduğundan onun kendisinden yararlanacağı günün geleceğini düşünüyormuş.
O Tatlı diliyle arkadaşı maymunu çıkamadığı tüm ağaçlara tırmandırıyor, canı çeken her türlü meyveyi yiyebiliyormuş. Bu arada da maymun, arkadaşlık yaptığı Tilkinin çalıların arasına kurmuş olduğu tuzaklara, diğer hayvanlara oynadığı kurnaz oyunları şaşkınlık içerisinde izliyor. Her hareketine hayran kalıyormuş, çünkü kendisi kurnazlığın büyük bir yetenek olduğunu düşünüyormuş.
Günler bu şekilde geçip giderken Tilkinin kurnaz oyunları maymunu daha çok hoşuna gitmeye başlamış, yanından hiç ayrılmaz olmuş.
Maymunun annesi ise zaman zaman onları uzaktan izliyor oğlunun tilki ile arkadaşlığından hiç mi hiç hoşnut değilmiş.
Her zaman yavrusu maymuna “kötü arkadaşın hiçbir zaman sana yararı değil, hep zararı olur diyormuş. Ama Maymun annesini dinlemiyor Tilkinin ağzına bakıyor. O her ne yaparsa ona göre doğru yaptığına inanıyormuş.
Günlerden bir gün Tilki arkadaşı Maymuna; Bugün balık yiyelim istersen, ama biliyorsun ben yüzme bilmiyorum, sen bana yardım edersen balık yakalayabiliriz demiş.
Maymun Tilkinin talebine “evet olur” diye cevap vermiş, zaten ona o kadar çok hayranmış ki karşı gelmeyi hiç düşünmüyormuş bile.
Tilkinin kendisine öğrettiği gibi doğruca ormana gitmiş, ırmağın üzerindeki bir ağaca tırmanmış. Oradan da kendisini aşağı sarkarak daha önceden ince sarmaşıklardan yaptıkları ağı germişler.
Suların akıntısıyla ağa takılan balıkları gören Maymun, hemen ağı yukarı çekiyor, sonra da ağdan çıkardığı balıkları kıyıda bekleyen tilkiye fırlatıyormuş. Böylece kısa bir süre sonra epey bir balık yakalamışlardı.
maymun balık yakalamanın sevincinden ne yapacağını bilemiyormuş, biraz sonra sevgili arkadaşı Tilkiyle çekecekleri Balık ziyafetini her düşündükçe ağzı sulanıyormuş. İşte o sırada sevinçten mi yoksa yakaladığı balıkların heyecanından mı bilinmez, birden dengesini yitirerek azgın sulara düşüvermiş.
Irmağın sularına bata çıka, akıntıyla sürüklenirken bir yandan da arkadaşı Tilkiyi yardım için çağırıyormuş ama Tilki hiç arkadaşı maymuna aldırmadan, o balıkları tek başına yemekteymiş.
Bir süre sonra maymun suya yakın bir ağaç dalına atlayarak ırmağın dışına güçlükle çıkabilmeyi başarmış. Sonra da ağlaya ağlaya evine gitmiş ve annesine başına gelenleri bir bir anlatmış.
Annesi de yavrusunun yaşadıklarına karşı epey üzülmüş sonrada “Gördün mü yavrum? Daha önce defalarca ben sana kötü arkadaş, yarı yolda bırakır demedim mi? O Tilkinin yaptığı kötülük ormanda dilden dile dolaşmakta, hem seni kullanmış, hem de suya düşünce yardımına koşmamış. bu sana akıl parası olsun bundan sonra tehlikeli olan arkadaşlıklara hiç girişme” diyerek maymuna öğüt vermiş.