Uçan Balon Hikayesi
Uçan Balon Hikayesinde Gül’ün dedesinin ona ve arkadaşı Doruk’a hediye ettiği uçan balonlar ile ilgili yaşadıklarını konu edinen güzel bir uyku masalı. İyi okumalar.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde Gül ve Doruk adında bir birini çok seven iki samimi çocuk vardı. Bir gün Gül’ün dedesi onlara hediye olarak birer tane uçan balon satın almıştı.
İkisi de aldıkları bu hediye karşısında o kadar çok mutlu olmuşlardı ki, hemen uçan balonların iplerini sıkıca tutarak sokağa çıkmışlardı.
Gül ve Doruk’un ellerindeki balonlar adeta gökyüzüne doğru uçmak istercesine yükseliyor, onlar ise balonlarına hayranlıkla bakıyorlardı.
Doruk, ” Haydi, gel biraz dolaşalım!”
Gül, ”Aslında çok güzel olur, haydi gidelim.” dedi.
Ellerindeki balonlarla yürümeye başladılar. Onları gören mahalledeki çocuklar merakla onların ellerindeki balonlara bakarken, onlar ise neşeyle balonların ipini sımsıkı tutmuşlardı.
İki arkadaş bir süre yürüdükten sonra mahallenin sonundaki çınar ağacının altında oturdular. Hem sohbet ediyor hemde balonların iplerini çekerek zıplatıyorlardı.
Doruk, ” Biliyor musun bende bu balonlar gibi uçmak isterdim.”
Gül, ” Ne güzel olurdu, o zaman kuşlar gibi her tarafı seyredebilirdik değil mi?” dedi.
İkiside çimlerin üzerine uzandıktan sonra gözlerini kapatarak hayal kurmaya başladılar.
Doruk, ” O zaman gökyüzünde süzülürdük değil mi?” diye söylendi.
İşte ne olduysa o esnada oldu. Gül ve Doruk birden gökyüzüne doğru yükselmeye başladılar. Tıpkı kuşlar gibi havalandılar.
Gül, ”Olamaz Uçuyoruuuuuz!” diye bağırıyor, Doruk ise ”Evet balonlarımız bizi yükseklere çıkartıyor, bu harika birşey!” diye bağırmaya başladı.
Kısa bir sürede bulutlara kadar yükselmiş etrafı seyrediyorlardı. Her taraf o kadar güzel görünüyordu ki, ikiside şaşkınlık ve hayranlıkla birbirlerine bakıyorlardı.
Bir ara küçük bir kuş onların etrafında ” Cik cik, cik cik cik!” diyerek dolanıp durdu.
Gül o kuşa el sallayarak “Merhaba güzel kuş, bak bizde senin gibi uçuyoruz. “dedi
Kuş, biraz dolandıktan sonra Gül’ün balonunun üzerine kondu. Kuşun balonun üzerine konması Gül’ü çok korkutmuştu. Gül ” Aman güzel kuş ne olur balonuma zarar verme yoksa patlayacak!” dedi.
Kuş durmadan ” cik cik cik cik cik” diye ötüyordu. Doruk, gülerek ” Korkma, korkma bu kuş balonlara hiçbir şey yapmaz!” dedi.
Bu sefer havalanan kuş, Doruk’ un balonunun üzerine konunca, bu sefer Doruk’ ta korkmaya başlamıştı. Doruk telaşla kuşa seslendi, ”Hey minik kuş, sakın balonumu gagalamaya yeltenme!” dedi.
Minik kuş sanki onun ne demek istediğini anlamıştı. Başını sallarcasına kanatlanarak uçup gitti. Doruk ise epey rahatlamıştı.
Yükseklerden esen tatlı rüzgar Doruk ve Gül’ü güneye doğru götürüyordu. Aşağıdaki her şey, gökyüzünden çok farklı ve güzel görünüyordu. Yemyeşil ağaçlar, kıvrımlı dereler. Dağların tepelerinde birikmiş karlar her şey öylesine muhteşemdi ki gördüklerine inanamıyorlardı.
Bir süre sonra birden yer yüzünü gri renkli bulutlar sarmaya başladı. Bu bulutlar içleri su damlacıklarıyla doluydu. Çok geçmeden yağmur yağmaya başlayınca, yağmur damlaları ” Pıt pıt!” diye balonlara vurmaya başlamıştı.
Gül, ” Yağmur ne kadar güzel, yağıyor!”
Doruk da, ” Evet, ben yağmuru çok seviyorum! Ama yaz yağmuru kısa sürer” diye cevap verdi.
Derken birden yağmur durdu ve gökyüzünde gökkuşağı beliriverdi. Rüzgar bu sefer Gül ve Doruk’u gökkuşağına doğru götürmeye başladı.
Gökkuşağı adeta dünyanın bir ucundan diğer ucuna doğru bir köprü kurmuştu. Renkleri ise ışıl ışıl parlıyor, sanki yeryüzüne gülümsüyordu.
Gül ve Doruk gök kuşağının yanına varınca üzerinde bir süre oturup etrafı seyretmeye başlamışlardı ki, yine biraz önceki minik kuş, Doruk’ un balonunun üzerine kondu. Ve bu sefer gagasını ” Tık!” diye balona vurdu. Nasıl olduysa Doruk’un balonu ” Pat!” diye bir ses çıkartarak patladı.
Doruk telaşlı bir şekilde, ” Olamaz balonum patladı.” diye bağırdı.
Gül ise, ” Ne yapacağız şimdi.”
Doruk” Bilmiyorum ama düşüyorum! İmdattttt” derken kendine geldi.
Gül, ” Düşmüyorsun akıllı arkadaşım, hadi uyan artık.” diye seslendi.
Doruk, gözlerini açınca ağacın altında uzandığını ve gördüklerinin de bir rüya olduğunu anlayınca, gülümseyerek arkadaşı Gül’ e rüyasını anlatmaya başladı.
İkide gülerek ellerindeki balonlarıyla oynayarak neşeli bir şekilde sohbet ede ede eve döndüler.