Yarım Leblebi Masalı
Bir sabah Keloğlan “Anam güzel anam, bana müsaade buyur şehre varıp, kendime bir iş bulayım. Önümüz kara kış, ne yakacak odunumuz nede yiyecek aşımız var.” Demiş.
Annesi Keloğlan’ın çalışmayacağını bilse de, söylediklerinde haklı olduğunu biliyordu. O yüzden “Tamam ama kimselere bulaşmayacağına söz verirsen o zaman gitmene izin veririm.”demiş
Sevinen Keloğlan “Söz anam söz.”demiş Ve annesinin elini öperek yola koyulmuş. Az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. En sonunda bir kasabaya varmış, varmasına ama yanına aldığı yiyecek tükenmiş, karnıda epey acıkmıştı.
Cebindeki parayı çıkarıp bakmış. O parayla hiçbir şey alınmazmış. Etrafına bakınmış. Yolun kenarında Leblebi satan bir seyyar satıcı görmüş. Hemen onun yanına giderek cebindeki parayla bir Leblebi satın almış. O Leblebinin yarısını yemiş, diğer yarısını da cebine koyarak yoluna devam etmiş.
Kasanın çıkışında bir çeşmenin başında bir nine görmüş. Etrafına toplanmış birkaç kişiye “Doğru olan neyse onu yapın, eğri yolda olsanız bile doğruluktan şaşmayın.”diyormuş.
Hemen Nineye yaklaşan Keloğlan “Doğruyu söylersin nine, sana bir emanet versem. Benim için bir kaç gün saklar mısın?”
Nine “Tabiki saklarım, gözün arkada kalmasın.” Demiş.
Keloğlan cebinden çıkardığı yarım Leblebiyi Nineye vererek yoluna devam etmiş. Tam üç gün sonra çıkıp gelmiş. Nine yine çevresine topladığı kişilerle sohbet ediyormuş.
Nine sözünü bitirdikten sonra Keloğlan “Ninem emanetimi almaya geldim. “
Nine “Ah oğlum ah, Leblebin bakır mangala girdi. Mangalın üstünde kahve pişti. O kahveyi komşu içti.”demiş.
Keloğlan bu kanar mı hiç, yalan aşa banar mı? Verdiği emaneti hiç almadan gider mi? “Öyleyse, ver şu bakır mangalı, alıp gideyim.”demiş
Çaresiz kalan Nine bir şey diyememiş. Bakır mangalı alan Keloğlan düşmüş yollara, pazarda etrafına topladığı birkaç kişi ile sohbet eden yaşlı bir adam görmüş. Yaşlı adam “Her ne halde olursanız olun yine doğru olanı söyleyin.”diyormuş.
Söze karışan Keloğlan doğru diyorsun dedecim. Sana şu bakır mangalı versem bir kaç gün göz kulak olur musun?” Demiş
Yaşlı adam” Tabiki olurum.”demiş.
Mangalı yaşlı adama veren Keloğlan, yine düşmüş yollara, aradan günler geçmiş. Keloğlan çıkıp gelmiş. “Dedecim emaneti almaya geldim.”demiş.
Yaşlı adam “Ah oğlum, ah sorma Bakır Mangalın başına gelenleri. Bizim siyah inek mangalı tepince dümdüz oldu. Bende verdim hurdacıya ”demiş.
Keloğlan bu kanar mı hiç, yalan aşa banar mı? Verdiği emaneti hiç almadan gider mi?”Doğru olanı söylersin. Ama ben emaneti isterim. Vermezsen şu ineği alır giderim.” Demiş.
Çaresiz kalan yaşlı adam, ineği vermiş. İneği alan Keloğlan koyulmuş yola günlerce yol gitmiş. En sonunda bir Köye varmış.
Köyün girişinde kendi kendine konuşan bir adam’ın yanına varmış. “Amcacım, şu ineği sana emanet etsem. Bir süre göz kulak olur musun?” demiş.
Adam “Olurum tabi delikanlı, gözün arkada kalmasın.” Demiş.
İneği ona emanet eden Keloğlan yine yollara düşmüş. Aradan günler geçmiş olmasına rağmen Keloğlan gelmez olmuş. Onun gelmediğini gören adam, oğlunun düğününde ineği kesmiş.
Düğün günü Keloğlan çıkıp gelmiş. Adamın yanına giderek “Emaneti almaya geldim.” Demiş.
Adam “Ah delikanlı, ah sen gelmeyince gelmezsin sandım. Çocuğun düğünü vardı ineği yemek yapıp, misafirlere yedirdim. ”demiş.
Keloğlan bu kanar mı hiç, yalan aşa banar mı? Verdiği emaneti hiç almadan gider mi? Basmış yaygarayı “ineğimi isterim.” Diye o anda ortalık bir anda karışmış.
Keloğlan o kargaşada Gelinin ağladığını görünce onun yanına gitmiş. “Hayrola, niye böyle ağlarsın.” Diye sormuş.
Gelin “Benim babam, sevmediğim birisine sırf zengin diye vermiş. Onun için ağlarım.” Demiş.
Keloğlan “Hiç sevmediğin birisiyle para için evlenilir mi? İstersen benimle gel seni alıp, gideyim.” Demiş.
Keloğlan’ın o hali gelinin hoşuna gitmiş ve onunla birlikte kargaşadan yararlanarak köyden ayrılmışlar. Köyden epey uzaklaştıktan sonra mutlu olan Keloğlan birde türkü tutturmuş.
Leblebiyi verdim, mangalı aldım. Mangalı verdim, ineği aldım. İneği verdim, gelini aldım. Hadi şanslısın Keloğlan Anana bir gelin verdin.” Demiş.
Beraber Köye giderek büyük bir düğünle evlenmiş, bir ömür mutlu bir yaşam sürmüşler.
Bu güzel Yarım Leblebi Masalı da burada son buldu başka güzel masallar ile buluşmak üzere hoşçakalın…