Aç Tırtıl Hikayesi
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde güzel mi güzel bir tırtıl, içinde bulunduğu yumurtayı çatlatarak dışarı çıkmış.
Önce merakla etrafa bakınmış. Her şey öyle güzelmiş ki, etrafı hayranlıkla izliyormuş. Ama bir sıkıntısı varmış. Tırtıl çok acıkmış. Hemen yiyecek bir şeyler bulup, karnını doyurmak istiyormuş.
Güneş tüm güzelliğiyle her tarafı aydınlatırken aç tırtıl yiyecek bir şeyler bulmak umuduyla dolaşmaya başladı. Çok geçmeden bir elma ağacına denk geldi.
Elma ağacının dibine düşmüş, kıpkırmızı kocaman bir elmayı görünce sevinçle o elmayı yemeye başladı.
Tırtıl o kadar çok açmıştı ki, yediği kocam elma onu doyuramamıştı, bile.
Ertesi gün yiyecek bir şeyler ararken bu sefer bir Kiraz ağacına denk geldi. Hemen ağaca tırmanan Tırtıl ağaçtaki kocaman ve olgunlaşmış on Kiraz yedi ama karnı yine doymadı.
Bir sonraki gün farklı bir şey yemek istiyordu. Yiyecek bir şeyler ararken bir derenin kenarındaki kayısı ağacını görünce hemen ağacın yanına giderek tırmandı. Kayısı ağacındaki olgunlaşmış beş kayısı yedi lakin hala karnı çok açtı.
Bir sonraki gün yine farklı bir yiyecek ararken bir çilek tarlasına denk geldi. Tarladaki kocaman beş çileği yedi ama bu seferde karnı doymadı.
Aç tırtıl o günü de öyle geçirdikten sonra bir sonraki gün bu sefer sulu sulu mandalinaların olduğu bahçeye girerek ağaçtaki beş tane mandalinayı yedi. Ama gelgörki, bir türlü karnını doyurmayı başaramadı.
Minik Tırtıl “Offf ben bu şekilde karnımı doyuramıyorum ki, en iyisi kasabadaki lokantaya gitmem olacak.” Demiş.
Ertesi gün erkenden kalkan Tırtıl kasabaya doğru yola koyuldu akşam olmadan oraya varan Tırtıl, o kadar açtı ki Lokantada rafta bekleyen koca bir çikolatalı pastayı, bir kuru pastayı, bir dondurmayı yedikten sonra bu seferde bir dilim kaşar peynirini, bir dilim Salamı ve bir dilim Sosisi de yediği halde hala açtı.
Ama o gün o kadar çok şey yediği halde karnı doymamış ama karın ağrısından da kıpırdayacak hali kalmamıştı.
Za zor Lokantadan çıkarak ormana giden Tırtıl, o gece kalacak bir yer bulduktan sonra yatmış. Sabah erkenden uyanan Tırtıl hala açtı. “Bu sefer de bir yaprak mı yesem.” Diye düşünmüş.
Hemen ağaca tırmanarak taze ve yemyeşil bir yaprak yedi. Tırtıl hayretler içindeydi. Dünden beri ağrıyan karın ağrısı geçtiği gibi açlığıda birden yok olmuştu.
Artık Minik Tırtılın karnı aç değildi. Birde aslında minik bir tırtıl da sayılmazdı. Yedikleri yüzünden kocaman ve şişman bir tırtıl haline gelmişti.
Tırtıl kendisi için yaprağını yediği ağaçta koza denilen bir yuva inşa etti. O Kozanın içinde dinlenmeye karar verdi nasıl olsa yiyeceği yanındaydı. Kozada yaklaşık 2 hafta gibi bir süre kaldıktan sonra dışarı çıkan Tırtıl, artık rengarenk yaprakları olan çok ama çok güzel bir kelebek olmuştu. Daldan dala, çiçekten çiçeğe konan bu kelebek bir ömür neşe içerisinde güzel bir yaşam sürdü.
Başka güzel uyku getiren masallar okumak istiyorsanız Ezop Masalları bölümüne bakabilirsiniz.