Çiçeklerin Prensesi

Çiçeklerin Prensesi

Abone Ol google news
Çiçeklerin Prensesi

Bir zamanlar her tarafının bağ ve bahçeyle kaplı olduğu büyük bir ülke varmış. Bu ülkedeki sarayların, köşklerin büyük ve gösterişli bahçeleri göz kamaştırırmış.

Bu ülkede küçük ve şirin evlerinde yaşayan fakir bir aile varmış. Bu ailenin biricik kızları hayal kurmasını çok severmiş. Çoğu zaman prensesler, sultanlar gibi sarayda yaşamayı ve sarayın o çok güzel ve görkemli bahçelerinde koşuşturmayı hayal edermiş.

Kızının bu hayallerinden haberdar olan babası bir gün elinde birkaç çiçek tohumu ile eve gelmiş. Kızını çağırarak ona “Güzel kızım, saraylarda yaşayama imkanın olmasa bile, bu tohumlarla kendi bahçeni güzel bir çiçek bahçesine çevirebilirsin.” Demiş.

Güzel kız, sevinçle babasının getirdiği tohumları alarak toprağı eşmiş ve güzelce o tohumları bahçeye ekmiş.

Her sabah uyanan kız, ilk olarak bahçeye gidiyor çiçeklerin filizlenip, filizlenmediğine bakıyordu. Ama her gün bakmasına rağmen çiçekler bir türlü filizlenmemişti.

Çiçekler filizlenmediği için kızının üzüldüğünü gören baba onu yanına çağırarak.” Benim güzel yürekli kızım bir çiçeğin yeşermesi için sadece tohumları ekmek yeterli değil, o ektiğin tohumları gerçek sevgiyle büyütürsen eğer,  işte o zaman, çiçekler yeşerir hatta dünyanın en güzel çiçekleri bile olabilirler. Tohumların güzelliği ve gücü içinde gizli.” demiş

Küçük kız, o günden sonra her sabah erkenden çiçeklerin yanına gidiyor. Akşam olana kadar da öylece onlarla ilgileniyordu.

Ertesi gün çiçeklerin filizlenerek topraktan çıktığını gören kız, öyle bir mutlu olmuş ki, sevinçle anne ve babasının yanına giderek onlara çiçeklerin filizlendiğini söylemiş.

Babası” Tebrik ederim kızım, o çiçekler senin sevginle dünyanın en güzel çiçekleri olacaktır.” Demiş

Aradan haftalar geçmişti. Yine bir sabah erkenden kalkan kız, çiçeklerini sularken çiçekler ona gülümseyerek “merhaba.” demişler.

Küçük kız çok şaşırmıştı. Hatta rüya gördüğünü düşünerek kendine bir cimcik atmış. Ama rüyada olmadığını anlamıştı. Şaşkınlıkla çiçeklere bakarken, Papatya kızın o şaşkın haline gülmeye başlamış. Lale ile Gül ise sessiz kalmış.

En sonunda çiçekler ve kız çok iyi birer arkadaş olmuşlardı. O çiçekler küçük kızın dışında hiç kimseyle konuşmazlarmış?

O günden sonra çiçekler kıza tohumlar verir kızda o tohumları bahçeye ekermiş. Böylece aradan günler geçmiş, bahçenin her tarafı birbirinden güzel çiçeklerle dolup taşmıştı. O evin bahçesi o ülkedeki en güzel çiçek bahçesine dönüşmüş.

Bu küçük evin bahçesinin güzelliği dilden dile dolaşırmış. Bahçeyi merak eden kişiler bahçeyi ziyarete geliyor. Hayranlıkla bahçeyi geziyorlarmış.

O günden sonra herkes küçük kıza çiçeklerin prensesi demeye başlamıştı.

Çiçeklerin Prensesi bir gün babasıyla birlikte şehirde dolaşırlarken, sarayın önünden geçmişlerdi. Küçük kız” Babacığım beni sarayın bahçesinde dolaştırabilir misin? Orayı hiç görmedim. Çok merak ediyorum.” Demiş.

Kızını kıramayan babası kızını da alarak kapıdaki nöbetçilere durumu anlatarak müsaade istemiş.

Kapıda duran iyi yürekli tonton adam, Çiçeklerin prensesini çok sevmişti. Kısa bir süreliğine kız ile babasını saraya alarak bahçede gezmelerine müsaade etmiş.

Sarayın bahçesine giren küçük kız, çiçeklerin kendi aralarındaki konuşmalarından onların hasta olduklarını ve solmaya başladıklarını öğrenmiş.

Çiçeklerin Prensesi

“Babacığım beni sarayın bahçıvanlarının yanına götürebilir misin?”

“Olmaz kızım, hadi bahçeyi gezdik, kimseyi rahatsız etmeden çıkalım.” Demiş.

Küçük kız çok ısrar edince, babası onu bahçıvanların kulübesine götürmüş. Küçük kız orada bulunan Bahçıvanlara” Merhaba efendim, sizin çiçekleriniz hasta, eğer müsaade ederseniz, ben onları iyileştirebilirim.” demiş.

Bahçıvanlar, küçük bir kızın o çiçekleri iyileştirebileceğine inanmıyorlardı. O yüzden “Hayır müsaade edemeyiz.” Demişler.

Bu sırada kız ile bahçıvanların konuşmalarına şahit olan Baş Bahçıvan, küçük kızın o dilden dile dolaşan güzel bahçesinden haberdardı.

Baş bahçıvan “Kızım, senin adın çiçeklerin prensesi mi?”

Küçük Kız “Evet efendim.”

“Öyleyse anlat bana bakalım. Ne yapabiliriz.” Diye sormuş.

Bu arada Baş bahçıvana kızan diğer bahçıvanlar gidip padişaha, Baş Bahçıvanı şikâyet etmişler.

Padişah durumu öğrenmek için küçük kız ile baş bahçıvanı huzuruna çağırtmış.

Padişah, Baş Bahçıvana bakarak ” Şimdi sen, şu küçücük kızın, çiçekler hakkındaki bilgisinin sizinkilerden daha fazla olduğunu mu düşünüyorsun.”

Baş Bahçıvan “Efendim, şu küçük kızın evinin bahçesinde bulunan çiçekler ülkemizdeki en güzel ve en canlı çiçekler.”

Padişah bu sefer kıza dönmüş “Söyle bakalım, kızım bunca tecrübeli bahçıvanın iyileştirmediği o çiçekleri sen nasıl iyileştireceksin? Merak ediyorum açıkçası.” demiş.

Küçük kız konuşmaya başlamış. ”Efendim çiçek yetiştirmek için tohumları ekmekten daha fazlası gerekir. Sarayları bilgi ve güç yönetir biliyorum. Ama bahçeleride sevgi güzelleştirir. “ demiş

Kızın bu sözleri Padişahın hoşuna gitmiş. “Peki, bu sarayın çiçeklerini iyileştirmen için sana izin veriyorum.” demiş.

Onca zaman saray bahçıvanları o çiçekleri, normal bir şekilde sulayıp budamışlardı. Oysa küçük kız o çiçekleri sevgiyle büyütüp, sevgiyle sulamış.

Bir ay içerisinde sarayın bahçesindeki çiçekler daha önce hiç olmadığı kadar canlanmış. İşte o tecrübeli bahçıvanların bilmediği o sır sevgiymiş.

Küçük kız, bütün şehre bu sırrı öğretmiş. Her taraf güzel çiçeklerle dolup, taşmış. Çiçeklerin prensesi sevdiği şeyler uğruna emek vermenin ne kadar önemli bir şey olduğunu da herkese göstermiş ve bu güzel masal da burada bitmiş.

Başka masal ile öykü okumak istiyorsanız Uyku Masalları bölümüne bakabilirsiniz.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Otobüs Tostos Masalı
Otobüs Tostos Masalı
Köpek Pati ve Sınıfı
Köpek Pati ve Sınıfı
Bambu Hasatçısı Masalı
Bambu Hasatçısı Masalı
Don Kişot Masalı
Don Kişot Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.