Davulcu Masalı
Bir bahar sabahı erkenden uyanan delikanlı, davulunu da yanına alarak kasabadan uzaklaşmış. Derenin kenarına oturarak, davulunu eline alıp çalmaya başlamış. Bu esnada suda yansıması beliren güzel bir kız “Ne olur bana yardım edin!”
Delikanlı “Sana nasıl yardım edebilirim.”
Güzel kız “Ormanın bitimindeki mağaralarda devler yaşar. O devlerden kurtulmayı başarırsan beni bulursun. Eğer Cadının kulübesine kadar gelmeyi başarırsan, cadının gücünün büyük bir kısmı azalır. O zaman ondan kendimi kurtarabilirim.” Diyerek ortadan kaybolmuş.
Davulcu, gördüğü kıza aşık olmuştu. Hemen oturduğu yerden kalkarak ormana doğru yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. En sonunda ormanın sonundaki devlerin yaşadığı yere ulaşmış.
Etrafta kimselerin olmadığını görünce, davulunu eline alarak çalmaya başlamış. Davulun o yüksek sesinden rahatsız olan Devler, hemen davulcunun etrafını sarmışlar. ” Kes şu davulu çalmayı, yavrularımız rahatsız oluyor. “
Davulu çalmayı bırakan davulcu buralarda yaşayan bir cadı varmış. Eğer onun yerini bana söylerseniz. Davulu çalmadan giderim.
Dev ” Sen bizden hiç korkmuyor musun? Seni ezeriz. “
Davulcu “Siz beni yakalayana kadar davulu çalarak sizi rahatsız ederim. “
Dev kadın ” Ne istiyorsa söyle davul çalarak yavrularımızı uyandırmasın.”
Dev biraz düşünmüş sonrada “Cadı az ilerideki derenin arkasında yaşıyor.” Demiş.
Sessizce dereye doğru giden davulcu, büyük bir ağacı keserek derenin karşısına geçmiş.
Büyük bir bahçenin içerisinde küçük bir kulübe olduğunu görünce hemen gidip, kulübenin kapısını çalmış.
Kapıyı yaşlı bir kadın açmıştı. “Sende kimsin? Buraya kadar gelmeyi nasıl başardın. Buraya gelebilmek imkânsız.”
Davulcu “Cesur olursan imkânsız diye bir şey yoktur. Sana bir şey soracağım. “
Cadı “Bana soru sorman için sana vereceğim iki görevi yerine getirmen lazım.” Diyerek Kulübeden çıkardığı delikli bir kovayı davulcuya uzatıp ” Bu kovayla yarın geceye kadar şu küçük gölün içindeki suyu yan taraftaki göle boşaltırsan. İlk görevi başarmış olursun. Başaramazsan prenses gibi sende benim esirim olursun.” Demiş
Kovayı alan davulcu ” Demek o kız bir prensesmiş.” Dedikten sonra başlamış suyu boşaltmaya ama sabaha kadar azıcık su boşaltabilmişti. O kadar çok yorulmuştu ki, tüm gücüde tükenmişti.
Akşam olunca davulcunun yanına gelen prenses “Beni kurtarmaya geldiğin için sana çok teşekkür ederim. Sen biraz dinlen o suyu ben boşaltırım.” Demiş ve cebinden çıkardığı, bir avuç çakıl taşını göle atınca göl birden kuruyuvermiş.
Gece yarısına doğru davulcunun yanına giden Cadı gölün kurulduğunu görünce “Bu yaptığın imkansız bir şey. Nasıl başardın.”
Davulcu gülümseyerek “ Cesur ve kararlı olmak başarmak için yeterli olacaktır.” Demiş.
Cadı “İkinci görevin çakıl taşlarından yarın gece yarısına kadar bir şato yapacaksın.” Demiş ve gitmiş.
Davulcu hemen çakıl taşlarını toplamaya başlamış ama. Gerçekten de öyle kısa bir sürede o taşlardan şato yapması imkansızdı. Ama o vazgeçmeyerek, çakıl taşlarını toplamaya başlamış.
Akşam olmak üzereyken davulcunun yanına gelen prenses, cebinden çıkardığı taşları davulcunun topladığı taşların üzerine atınca taşlardan büyük bir şato inşa olmuş.
Gece yarısı gelen cadı “Bu imkansız bunu nasıl başarabildin.“
Davulcu “Bir şeyi yapabilmek için kararlı olmak yetmez mi.”der demez cadının bütün gücü kaybolmuş. Esir olan prenses koşarak davulcunun yanına gelmiş.
“Beni kurtardığın için sana nasıl teşekkür etsem azdır. Senin cesaretin sayesinde kötü kalpli Cadıdan kurtuldum. “
Gülümseyen davulcu ” önemli değil. Hadi seni eve götürelim. ” Demiş.
Prenses “Ama önce cadının kulübesinde ki altınları alalım.”demiş.
O altınları aldıktan sonra prensesi saraya götüren davulcu o altınlar sayesinde çok zengin biri olmuş. Sonrada prensesi kraldan istemiş. Kızına soran kral, onunda evlenmek istediğini öğrenince evlenmelerine izin vermiş.
Davulcu ile prenses dillere destan bir düğünle evlenerek bir ömür mutlu bir yaşam sürmüşler.
Bu güzel Davulcu Masalı da burada son buldu. Başka Prenses Masalı ile buluşmak üzere hoşçakalın.