Hacivat Ve Karagöz Komik Diyaloglar

Hacivat-Ve-Karagöz-Komik-Diyaloglar

Abone Ol google news
Karagöz ve Hacivat’ı küçüğünden tutun büyüğüne kadar hepsi çok severek okuyup dinlemektedirler. Artık gün geçtikçe çocuklar onları tanımıyorlar bile, belki çoğu Hacivat ve Karagöz kim olduğunu dahi bilmiyordur. işte size Hacivat Ve Karagöz Komik Diyaloglar

Karagöz Ve Hacivat, Bursa Gezisi

Hacivat:

– Selamun aleykum Karagözüm.

Karagöz:

– Ooo hoş geldin suda pişmiş olan bal kabağı.

Hacivat:

– Aman ne oldu sana Karagözüm benimle güzel konuş, gel hadi seninle biraz Bursa’yı gezip dolaşalım.

Karagöz:

– Susalım da kime dalaşalım.

Hacivat:

– Dalaşalım değil iki gözüm dolaşalım.

Karagöz:

– Haa nereyi dolaşacakmışız?

Hacivat:

– Bursa’yı dolaşalım, dedim ya iki gözüm senin kafa nerde kaldı kim bilir beni dinlemiyorsun.

Karagöz:

– Hı öylemi dedin anladım Hacı cavcav.

Hacivat:

– Gel hemen ilerdeki dolmuşa binelim.

Karagöz:

– Ne dolmuş mu? Yine tepemin tasını attırıp, açacaksın bayramlık ağzımı!

Hacivat:

– Ne dedim ki, şu arabaya binerek Bursa’yı dolaşalım diyorum ama sen anlamıyorsun.

Karagöz:

– Hı öyle desene şimdi anladım, hadi şu dolmuşa binelim.

En sonunda dolmuşa binerek Bursa’ yı gezerler, eve dönmeden önce son olarak da Kapalı çarşıyı ziyaret ederler.

Karagöz:

– Kardeşim bu insanlar çıldırmış sanki kendi kendilerine konuşuyorlar.

Hacivat:

– Sen onun ne olduğunu bilmiyor musun? Onlar kendi kendine değil telefonla konuşuyorlar.

Karagöz:

– Telefon oda nedir?

Hacivat:

– Uzaktan iletişimi sağlayan elektronik bir şey.

Karagöz:

– İyi, iyi çok güzel bir şeymiş,  teknoloji de epey gelişmiş.

Karagöz:

– Dostum benim işim var gitmem lazım.

Hacivat:

 – Tamam, bende gideceğim sonra görüşürüz hoşçakal.

Karagöz:

– Oh çok şükür artık senden kurtuluyorum.

Hacivat:

– Haydi, haydi git gideceğin yere sana uğurlar olsun. 

Hacivat ve Karagöz, Mühür

Hacivat

– OO hoş gelmişsin sevgili Dostum!

Karagöz

– Hoş gördük kel kafalı kara üzümüm!

Hacivat

– Nereden gelip, nereye gidiyorsun yine komikliğin üstünde?

Karagöz

– Hiçbir yere gittiğim yok, bizim çocukla kaç saattir okuma-yazma üzerine çalıştık, yoruldum biraz gezeyim dedim

Hacivat

– İyi yapmışsın, şimdi kafan balon gibi olmuştur.

Karagöz

 – Ha, ha, ha, ha aynen kafam balon gibi oldu da uçmasın diye yapıştırıcı ile boynuma yapıştırdım

Hacivat

– Hemen sözü başka yöne çevirme, uzun bir süre ders çalışmaktan kafanın şiştiğini söylemek istedim.

Karagöz

– He, he kafam pişti de soğuması için dışarı çıktım.

Hacivat

– Allah senin iyiliğini versin! Peki, çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Karagöz

– Oooo nasıl iyi gittiğini bilemezsin sen Hacı Cavcav! Sen hemen şu müdüre söyle de benim ilkokul diplomamı tez zamanda hazırlasın.

Hacivat

– Kardeş hele sen hepsini iyice öğren diploma işi kolaydır.

Karagöz

 – Şey, aslında okuma yazmayı öğrenirsem o diploma denen kağıt parçası başka benim ne işime yarayacak?

Hacivat

– Bak, öğrenirsen mühüre lüzum kalmayacak

Karagöz

– Peki, o zaman yerine kimse bakmayacak mı?

Hacivat

– Kimin yerine bakmayacak mı iki gözüm?

Karagöz

– Sen şimdi dedin ya müdüre lüzum kalmayacak!

Hacivat

– Sen ne alemsin müdür değil mühür, mühür! Hani imzanın yerine kullandığın o damga yok mu?

Karagöz

– Sende öyle söylesene köftehorum!

Hacivat ve Karagöz, Davul Bahşişi

Hacivat

 – Selamun Aleykum iki gözüm, beni ne kadar kızdırsan da seni görünce her zaman rahatlıyorum.

Karagöz

– Teşekkür ederim, Hacı Cavcavım çok iyiyim!

Hacivat

 – Hayrola,  Niye öyle kendi kendine gülüp duruyorsun?

Karagöz

– Başıma gelmişleri hatırladıkça gülmeden duramıyorum, hah hah hah!

Hacivat

– Hah, hah, hah hah! Demek seni böyle sürekli  güldürecek kadar  bazı şeyler oldu.

Karagöz

– Seni pataklarım ha, sen bana gülme!

Hacivat

– Canım benim sana nasıl gülmeyeyim, çok komikmiş…

Karagöz

– Köftehor, daha ben sana anlatmadım ki bilmeden neye gülüyorsun?

Hacivat

– Tamam, tamam efendim, gülmüyorum, haydi neler oldu onu anlat?

Karagöz

– Biliyorsun ki Ramazan orucu yaklaşınca benim o dededen kalma antika davulu sakladığım yerden çıkartıyorum.

Hacivat

– İyi yapmışsın! Davulsuz Ramazan tuzsuz yemeğe benzetilir.

Karagöz

– Aynen öyle, ben de ilk günden o davulumu gümbür şenlendirdim.

Hacivat

 – Aferin, güzel yapmışsın! Eeee sonra ne oldu?

Karagöz

– Dinleyeceksen önce şu çeneni kapat kızdırma beni  Hacı Cavcav!

Hacivat

– Aha kapattım!

Karagöz

– Dün de davulumu sırtladığım gibi yollara düştüm, komşu mahallenin girişinde  başladım tokmağı sallamaya.

Hacivat

– Aman, aman çal davulcu davulu, çal ki şu mübarek Ramazan âdetimiz unutulmasın.

Karagöz

– Seni pataklarım ha, yine şu çenen açıldı!

Hacivat

 – Söylediklerine seviniyorum da konuşmadan edemiyorum.

Karagöz

 – Davulun sesi varya öyle bir güzel çıkıyor ki değme benim keyfime!

Hacivat

– Oh oh, ne güzel maşallah, bol bol gelsin bahşişler!

Karagöz

– Bahşişler he geldi, geldi ama evin birisinde başıma neler gelmedi ki.

Hacivat

– Aman ne oldu bir yanlışlık mı oldu?

Karagöz

– Yok, yanlışlık falan, şu huysuz Haydar bey varya onun kapısının önünde işler epey karıştı, evde sesler çok ama beklediğim halde bahşiş yok.

Hacivat

– Eee yoksa yok öteki kapıya geç, herkes zorla para vermek zorunda değil ki

Karagöz

– Çok konuşma alamadığım o bahşişleri senden isterim bak! Köftehor, bahşiş vermeyecekse onu önceden bana söylesinler de boşuna tokmak sallamayayım.

Hacivat

– Aynen sana da hak veriyorum iki gözüm! Eee bekleyince ne oldu?

Karagöz

– Ne olacak, işte beklediğim yetmedi birde davul çalmaya devam ettiğim için üstüme pencereden bir kova soğuk suyu boşalttı.

Hacivat

– Ayıp etmiş ama niçin öyle etmiş bir şeye mi sinirlenmiş?

Karagöz

– Ben onun kapısında davul çalmaya başlamadan evine hırsız girip bir şeylerini soyan hırsıza sinirlenmiş.

Hacivat

– Ha, ha, ha o hırsıza kızarak bir davulcunun başına soğuk su dökülür mü?

Karagöz

 – Dökülmez, dökülmez.

Hacivat

– Sen ne yaptın peki?

Karagöz

– Ne bileyim! Kızdım ve dedim ki kafama suyu boşaltacağına bana soyulduğunu söyleseydin, toplamış olduğum tüm bahşişleri sana verirdim.

Hacivat

– Aferin sana güzel demişsin! Eeee, sonra ne oldu?

Karagöz

– Ben inadına inadına çalmaya devam ettim.

Hacivat

– Peki, davulun ıslanmamış mıydı?

Karagöz

 – Islanmamıştı ama tekrardan çalıp mâniyi söyleyince kafama bir kova daha su boşlatıverdi.

Hacivat

– Ha, ha, ha ne mânisi söyledin bakayım?

Karagöz

– Yarım kaldı güzelim uykusu, onu sardı bahşişin korkusu,  der demez Haydar Bey pencereden Başıma suyu boşalttı.

Hacivat

– Ha, ha, ha Allah iyiliğini versin iki gözüm!

Hacivat Ve Karagöz Komik Diyalogları okurken eğlendiğinizi umuyoruz.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Koca Nine İle Tilki Masalı
Koca Nine İle Tilki
Üç Küçük Sincap Dünya Klasik Masalları
Üç Küçük Sincap Masalı
Kötü Alışkanlıklar Hikayesi
Kötü Alışkanlıklar Hikayesi
Karga ile Kartal Masalı
Kısa Masallar Diyarı: Karga ile Kartal

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.