Karagöz ve Hacivat Bayramlaşma Bayramı
Çocukların çok sevdiği, Türk kültüründe önemli bir yer edinen Hacivat ile Karagöz’ün komik ve kısa konuşmalarından oluşan güzel bir diyalogu keyifle okumanızı dileriz.
Bayramlaşma Bayramı
(Önce karagöz gelir, beraber içeri girerler.)
HACİVAT – Oooo Karagöz’üm hoş geldin sefa geldin!…
KARAGÖZ – Hoş bulduk dostum Hacı Cavcav, verde şu elini öpeyim!
HACİVAT – Efendim, nerden çıktı bu el öpmesi?…
KARAGÖZ – Şimdi pataklarım seni ha, daha öğrenemedin mi? Tabiki bayramlaşma el öpmesi.
HACİVAT – Tamam, bende biliyorum ama daha bayramın birinci gününde bu kaçıncı bayramlaşman?
KARAGÖZ – Köftehorun, bayramlaşma kötü mü? Kaçıncı olursa olsun.
HACİVAT – Canım ne kötü olması? Bayram çok güzel, bayramlaşmak da çok güzel…
KARAGÖZ – Bende bayramın ilk gününde her fırsat buldukça senin o mübarek elini öpmem de hepsinden güzel…
HACİVAT – Tamamda yeter efendi! Bayram namazından sonra da câmide de bayramlaştık.
KARAGÖZ – Olur mu! ben bayram harçlığı almak herkesin içerisinde ayıp olur diye, seninle dışarıda bayramlaştım.
HACİVAT –Off her neyse… Beraber eve gelirken ayrılmadan önce tekrar bayramlaştın! Yine de ses çıkarmadım.
KARAGÖZ – Hele birde ses çıkar da seni göreyim. “Şimdi Hacivat benimle bayramlaşmak istemiyor, elini öptürmüyor” diye bağırırım.
HACİVAT – Zaten, sana inanan çıkar da şu bayram günü eşe dosta rezil olurum diye çekindiğimden ses çıkarmıyorum.
KARAGÖZ – İyi, iyi işte böyle Hacı Cavcav!…
HACİVAT – İyi de, sende durmadan el öpmeye kalkıyorsun, sadece sen olsan ona da razı olurum da, Çocukların ve torunların da bir yandan câmide de dışarda da senin arkanda kuyruk olmaya başladı.
KARAGÖZ – Şimdi ağzını bozma benim, bayram mayram demem pataklarım, Köftehor ben bir kedi miyim de arkamda kuyruk oluşturayım.
HACİVAT – Yani, tamamda sen elimi öpmeye kalkıştığında onlar da arkanda sıraya giriyorlar.
KARAGÖZ – Ne olmuş?… Onlar senin arkanda sıraya girecekler eee sonra da ben çocuklarımın ve torunlarımın elini mi öpeceğim?
HACİVAT – Allah senin iyiliğini versin! Öyle değil, değil! Yani ben onların senden sonra el öpmelerine dediğim bir şey yok amma….
KARAGÖZ – Amma mı ne demek oluyor bu?
HACİVAT – Bahşişini benden almadan önümden çekilmiyorsunuz ki.
KARAGÖZ – Ya biz senin iyiliğin için öyle yapıyoruz ki.
HACİVAT – O nasıl oluyor anlat bakalım?
KARAGÖZ – Köftehor, şimdi biz el öpüp de bayram bahşişimizi senden almazsak görenler sonra ne der?
HACİVAT – Merak etme hiçbir şey demezler…
KARAGÖZ – Ben sana öğretirim. “Şimdi Hacivat, bayram günü elini öpen Karagöz ve çocuklarına hiç bahşiş vermedi, çok ayıp etti” derler sonra…
HACİVAT – Eeee işte işin aslını bilmezlerse tabi ki ayıplarlar, şimdi ben senin, çocuklarını ve torunlarını peşine takarak sırf benden bahşiş almak için çok kere elimi öptüğünü söylesem bu sefer sana ne derler?
KARAGÖZ – Merak etme bir şey demezler hemde beni ayıplamazlar.
HACİVAT – Allah Allah, bu nedenmiş?…
KARAGÖZ – Köftehor, işte bütün sır burada sen Hacivat’sın, Ben ise Karagöz’üm!… Öylece gülüp geçerler, sonrada “Aferin, Karagöz ne kadarda akıllı, hemde işini bilen bir adammış…” derler.
HACİVAT – Hah, hah hah…Hiçte güleceğim yoktu.
KARAGÖZ – Ben şimdi seni iyice güldürürüm, hiç unuttum sanma hele şu el öpmemden kalan bayram bahşişimi önce ver bakalım Hacı Cavcav!
HACİVAT – Pekâlâ, bende para bırakmadın ama artık az olacak da kusura bakma!
KARAGÖZ – Hiç zararı yok, Merak etme üstünü sonra tamamlarsın!
HACİVAT – Hayret nasıl oluyor da bu kez yalnız geldin?
KARAGÖZ – Sana kim söyledi yalnız geldiğimi? Çoluk çocuk hepsi yola çıkmışlardır şuan sen onlar gelmeden paraları hazırla.
HACİVAT – Ya rabbi! Bugün sen bana sabır ver!
KARAGÖZ – Tamam, tamam Hacı Cavcav, artık anlaştık! Allah sana sabır ve para versin ki bayramda el öptükçe bize bahşiş veresin….