Kral Keçi Sakal

Kral Keçi Sakal

Abone Ol google news

Kral Keçi Sakal Masalı’nda çok güzel biri olan prensesin etrafındaki herkesi küçümsemesi üzerine ona ders vermek isteyen babası ve prensesle evlenmek isteyen kralın ona oynadıkları oyunu konu edinen güzel bir prenses masalı. iyi okumalar.

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde güzel bir ülkede iyi yürekli bir kral varmış onun dünyalar güzeli bir kızı varmış.

Prenses çok  güzelmiş ama hem şımarık, kibirli hemde kendini beğenmiş bir kişiliğe sahipmiş.

Kral onun bu durumuna o kadar çok üzülüyormuş ki onu evlendirince değişeceğini düşünmüş.

Evleneceği kişiye aşık olursa bu kötü huylarının geçeceğini düşünüyormuş, o yüzden diğer krallıklara haberler yollamış, Krallar, prensler, dükler, soylular  güzel prensesle tanışmak ve evlenmek için krallığa gelmişler.

Prenses her kim ile tanışırsa tanışsın ön yargılı bir şekilde hepsini reddediyordu. Onlardan kimisine çok uzun, kimisine cüce, kimisine çok şişman, kimisine şaşı şeklinde bahaneler uydurarak onlarla  alay ediyormuş.

Kral ise gördükleri karşısında utancından yerin dibine giriyor ve Prensesin o kötü huyu yüzünden çok üzülüyor, ancak yine de ses çıkarmadan hepsini içine atıyormuş.

Günlerden bir gün Prenses ile tanışmaya gelen sakallı ve çok iyi bir krala, prenses her zaman yaptığı gibi “Sakalına baksana bir keçiye benziyorsun,  aslında senin adın bundan sonra Kral keçi sakal olsun” diyerek hakaretler edince kral dayanamamış.

Kral “Bu cüreti nerden buluyorsun? Haddini bil, nasıl olurda soylu birine hakaret edersin, artık seninle tanışmak için gelecek olan ilk kişi kim olursa olsun, zengin fakir, güzel çirkin hiç fark etmez sen onunla evleneceksin” demiş.

Ertesi gün saraya ilk giren kişi prensesle tanışmak isteyen bir kavalcı olmuş. Kral derhal o fakir kavalcıyı yanına çağırtarak kızı ile evlenmesine müsaade edeceğini söylemiş.

İşittikleri karşısında çok şaşıran kavalcı o kadar çok sevinmiş, ancak prenses onu sözleriyle yerden yere vurmuş, sonrada hüngür hüngür ağlamış, yalvarmış yine de babasını bir türlü ikna edememiş.

Kral babasının emriyle dilencilik yapan kavalcıyla istemese de evlenmiş. Düğün bittikten sonra kral Prensese “senin yerin kocanın yanıdır o her nereye giderse onla gideceksin, çabuk hazırlığını yap.” demiş.

Kavalcı ve prenses çaresiz bir şekilde saraydan ayrılıp, yollara düşmüşler bir kaç günlük yol gittikten sonra çok güzel bir ormana varmışlar. Prenses ormanı çok beğenmişti, kavalcıya,

“Bu orman kimin acaba” diye sormuş.

Kavalcı, “Bu orman mı? Büyük kral keçi sakala ait” demiş. Prensesin yüzü düşmüştü, , üzüntüyle  “Ah ben ne yaptım ne aptalım” diye mırıldanmış. Sonrada yola devam etmişler.

Bu sefer harika bir görüntüye sahip çimenlik bir alana gelmişler. Prenses orayı da çok beğenmişti yine kocasına “Burası kime ait biliyor musun?” demiş.

Kocası ise “Burası da kralların kralı keçi sakala ait” demiş.

Prenses yine mırıldanmış “Ah ben ne kadar aptalım” demiş.

Yollarına devam etmişler, bu sefer de harika bir şehre gelmişler. Prenses o kadar çok beğenmiş ki hemen kimin şehri olduğunu sormuş.

Kocası, “Kime ait olabilir ki tabi ki büyük kral keçi sakala ait” demiş.

Prenses “Ah aptal kız, o kralı geri çevirmemeliydim” demiş.

Onu işiten kocası prensese gönül koymuş, sonrada yani ben sana iyi bir eş olamıyor muyum? diye sormuş.

Prenses hiçbir şey söylemeden yürümeye devam etmiş, en sonunda şehrin dışında derme çatma bir kulübeye gelmişler. Prenses çok şaşkındı çünkü hem çok küçük, hem de bakımsızmış.

Kocası prensesin şaşkınlık içinde olduğunu görünce ona, bundan sonra bizim yuvamız burası,  uşaklarımız ve hizmetkarlarımız olmayacak, o yüzden her işi kendimiz yapacağız demiş.

Kulübe de azıcık bir yemek varmış, o kadar acıkmışlardı ki onuda yiyip bitirmişler.

Ertesi gün fakir kavalcı prensesten yemek yapmasını istemiş, ancak prenses yemek yapmayı hiç bilmediğinden bir türlü yemek yapmayı becerememiş.

Öğlene doğru kocası biraz dal toplamış, sonrada karısına onunla sepet örmesini istemiş, ancak prenses onuda yapmayı bilmediğinden, yapmak isterken parmağını kesmiş.

Kocası prensesin o beceriksizliğinden sıkılmış ve ona “hiçbir şeyi beceremiyorsun” demiş.

Kavalcı topraktan kap kaçak yaparak pazarda tezgah açmış ve Prensesten onları satmasını istemiş.

Prensesin güzelliğini görenler ondan alışveriş yapmaya geliyormuş,  bir gün sarhoş olan bir asker atıyla gelerek prensesin tezgahını yerle bir etmiş.

Prenses o duruma o kadar çok üzülmüştü ki kocasına ne diyeceğini bilmediğinden ağlamaya başlamış. Kocası ona çok kızmış, sen tezgahını o kadar orta yere alırsan sonuç öyle olur demiş.

Son çare olarak prensesi sarayın mutfak kısmına hizmetçi olarak yerleştirmiş, zavallı prenses günlerce oradaki bütün pis işleri yapmış.

Bir ay gibi bir süre sonra, sarayda kralın büyük oğlunun düğün hazırlıkları yapılıyordu, içinde olduğu duruma prenses çok üzülüyormuş.

Bir gün “keşke kral keçi sakal ile evlenmiş olsaydım” diyerek sesli bir şekilde düşünmüş.

O anda birisi arkasından  “beni mi? Çağırdınız” diye seslenmiş, arkasına dönen prenses kral keçi sakal’ın arkasında durduğunu görünce prenses çok şaşırmış ve ona çok pişman olduğunu söylemiş.

Kral keçi sakal prensese benimle gel diyerek düğün hazırlıklarının yapıldığı alana götürmüş.

Prenses, kendisine hakaret ettiği,herkesin orada olduğunu görünce hepsinden teker teker özür dilemiş, sonrada onlara “ben dersimi aldım” demiş.

Kral keçi sakal, prensese sevgiyle sarılarak demiş ki:

“Sevgili prensesim günlerdir dilenci kavalcı olarak seninle yaşayan kocan bendim, tüm bunları sana ders vermek hayatı öğrenmek için yaptım.

Prenses işittiklerine inanmakta zorlanıyordu, o günden sonra sonsuza değin mutlu yaşamışlar.

Kral Keçi Sakal Masalını beğendiğinizi umarız.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Örümcek Tuni Masalı
Örümcek Tuni Masalı
Kurnaz Tilki ve Karga
Karga İle Tilki Masalı
Ağaç Kavunu Masalı
Ağaç Kavunu Masalı
Nokta Masalı
Nokta Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.