Prenses Bella Masalı
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde, kendini beğenmiş ve kimseyi pek sevmeyen bir prens yaşarmış.
Prens, bir gün yardımcıları ile beraber ormanda dolaşırken karşılaştıkları bir kadınla alay edince, çok üzülen kadını gören bir peri, prensi ve yardımcılarını çirkin bir hale dönüştürerek onları cezalandırmış.
Prens ve yardımcılarının artık saraya dönmesi imkansızdı. O yüzden ormanda kendileri için kalacak bir şato yaptırıp, orada yasamaya başlamışlar.
Günler bu şekilde geçip giderken, Ormana yakın bir kasabada babasıyla beraber yalnız yaşayan Bella isminde çok güzel, kibar ve sevgi dolu birde kız yaşarmış.
Bella babasını çok sever ve babası iş için şehre gittiği zamanlarda merakla akşam eve dönmesini beklermiş.
Tüccar olan baba bir sabah iş için yine şehre gidecekmiş. Sabah erkenden kalkıp, Atına eşyalarını yüklendikten sonra yola koyulmuş. Kasabanın dışına çıktığı vakit, kasabaya inen kurtların saldırısına uğrayan tüccar, ormanda gördüğü bir şatonun bahçe kapısından girerek kurtların saldırısından kurtulmuş.
İlk defa o şatoyu gören tüccar “Burasıda neresi, ne kadarda güzel bir yermiş. “Demiş kendi kendine, Şatonun giriş kapısından içeri giren tüccar salondaki kocaman masanın üzerinde mis gibi kokan yiyecekleri görünce, masaya oturup bir güzel karnını doyurmuş.
Bir süre sonra salona giren Çirkin Prens, yemek masasındaki adamı görünce ” Sende kimsin ve benim şatoma izinsiz girmeye nasıl cüret edersin.”
Tüccar şaşkınlıkla “Şey, şey efendim, kurtlar bana saldırınca korunmak için şatonuza sığındım.” demiş.
Çirkin prens adamın izinsiz yemeğini yemesine çok kızmış ve adamı zindana attırmış.
Akşam olunca babasının eve dönmediğini gören Bella, babasının başına bir şey geldiğini anlamıştı. Sabırsızlıkla sabah olmasını bekleyen Bella erkenden kalkarak babasını aramak için şehre doğru gitmiş.
Kasabanın dışında babasının atını görünce, babasının ormanda bir yerlerde olduğunu düşünerek, ormana doğru gitmiş. Etrafa bakına bakına dolaşırken Çirkin Prensin şatosunu görmüş.
Hemen bahçe kapısından içeri giren Bella, şatonun kapısını çalmış. Kapıyı açan hizmetçiler onu içeri alarak Çirkin Prensin yanına götürmüşler.
Bella “Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ama babamdan haber alamıyorum. Onu aramak için buraya geldim.”
Çirkin prens “Babanız nasıl biri “diye sormuş kaba bir şekilde.
Bella babasını tarif edince Çirkin Prens “Babanız, artık benim esirim “demiş.
Bella babasını kurtarmak için her ne demişse de bir türlü çirkin prensi ikna edememiş.
Çaresiz kalan Bella bu sefer ” Öyleyse Babamı bırakın onun yerine beni esiriniz olarak alın.” demiş.
Çirkin Prens, Bella’nın kibarlığı ve iyilik dolu kalbinden epey bir etkilenmişti. O yüzden “Peki, ben sana izin vermediğim sürece şatodan ayrılmayacaksın.” demiş.
Bella Çirkin prensin teklifini kabul ettikten sonra tüccarı serbest bırakmış. O günden sonra Çirkin Prensle beraber şatoda yaşamaya başlayan Bella’nın iyilik dolu yüreği, prensin yavaş yavaş değiştirmeye başlamıştı. Daha önce etrafındaki herkesi küçük gören ve alay eden prens artık başkalarına değer veren iyi biri olmuştu.
Belladan çok şey öğrenen çirkin prens, artık onu şatoda zorla tutmayı düşünmüyor ama gitmesini de hiç istemiyormuş. O yüzden bir sabah “Bella seni bu kadar zamandır, burada zorla tuttuğum için çok üzgünüm. Artık özgürsün istediğin zaman gidebilirsin.” Demiş.
Bu arada onları izleyen peri, çirkin prensin değiştiğini görünce hemen onu eski haline döndürmüş. Bella şatonun bahçe kapısından tam çıkacakken arkadan seslenen prens, Bella ” Prensesim olur musun?” diye sormuş.
Arkasına dönüp bakan Bella karşısında yakışıklı bir prens görünce şaşırmıştı. Bella’ya başından geçenleri anlatan Prens ona evlilik teklif etmiş. Bu teklifi kabul eden Bella, Prensle evlenerek ülkenin prensesi olmuştu.
Herkes tarafından çok sevilen Bella kısa zamanda Prenses Bella olarak ülkede tanınmaya başlamıştı.
Bu güzel Prenses Bella Masalı burada son buldu. Başka güzel masal ile buluşmak üzere hoşçakalın.