Bremen Mızıkacıları Masalı Oku
Bremen Mızıkacıları hikayesinin ana fikri, sahiplerinin kendilerine kötü davranması üzerine sahiplerinden kaçarak müzisyen olmak isteyen 4(dört) hayvandan oluşmakta olup, Almanya’daki Bremen kasabasına ait çok güzel ve harika Grimm Kardeşler Masalı. İyi Okumalar…
Bu güzel Hikaye de ilginizi çekebilir. Küçük Deniz Kızı Masalı ve Hikayesi
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde yaşayan bir çiftçi öğüteceği mısır dolu çuvalları eşeği yardımıyla değirmene taşımaktaymış.
Eşeği yaşlandığından ondan eskisi gibi pek fazla verim almamaya başladığı için artık ondan memnun değilmiş. Bu nedenle zaman zaman söylenip, dururmuş.
Günlerden bir gün çiftçi mısır çuvallarını eşeğe yüklemiş. Değirmene gidiyorlarmış. Bir süre gittikten sonra Çiftçi: “Sen ne işe yaramaz bir hayvansın. Ne doğru düzgün yürüyebiliyorsun ne de sırtına yüklediğim yükü taşıyabiliyorsun.”
Eşek, “Efendim, sizde biliyorsunuz ki benim dört çuval taşıyacak kadar kapasitem var. Oysa siz benim sırtımda taşıyabileceğim yükün iki katı kadar çuval yüklemişsiniz. Daha benden ne bekliyorsunuz! Gidebildiğim kadar hızlı gidiyorum.”
Adam kızarak: “Hiç düzgün çalışmadığın gibi bana karşı sesini yükseltiyorsun. En iyisi yarın seni pazarda satarak, daha güçlü bir eşek almak olacak.” demiş.
Değirmenden döndükten sonra eşek kendi kendine konuşmaya başlamış: “Benim ne kadar nankör bir sahibim var. Ben hep ona sadık oldum. Bütün zor işlerini yaptım. Şimdi ise o beni pazarda satmak istiyor. Bana orada ne olacağını da bilmiyorum.”
O esnada postacı çiftliğe bir mektup getirmiş. Mektubun üzerinde kendi adının yazılı olduğunu görünce bir hayli şaşırmıştı. Sevinçle o mektubu açarak okuduktan sonra kendi kendine:
“Vay be! Ben bir gün yeteneğimi gösterebileceğim bir fırsatla karşılaşacağımı biliyordum. Kasabanın en güzel sesi bendeymiş demek, dedem hep söylerdi. Söylediklerinde de haklıymış. Ben bir yıldız olarak doğmuşum. Hemen Bremen’e giderek, Bremen Mızıkacıları gurubunu kurmalıyım.” diye söylenmiş.
Bir süre sonra “Peki yalnız başıma orada ne yapacağım. Aslında bana bir grup lazım. Hemen yeteneklilerden oluşan bir gurup kurmalıyım.” diye söylendikten sonra ertesi günün sabahı, sahibine bir mektup bırakarak Bremen’e doğru yola koyulmuş.
Düşünceli bir şekilde tek başına yürürken. az ilerisinde olan bir evden bağrışma sesleri işitmiş. Eve yaklaştığında ev sahibinin köpeğe: “Sen varya sen, bugün beni yarı yolda bıraktın. Eskisi gibi işe yaramıyorsun. Senin yüzünden bütün arkadaşlarım benimle alay etmeye başladı.”
Köpek: “Elimden geleni yaptım efendim.” demiş olsa da…
Sahibi “Hayır, elinden geleni yapmadın. Yaşlandığını ve artık hiçbir işe yaramadığını da kabul et. Bugün tek bir şey bile yakalayamadın. Yıllardır böyle bir şeyle karşılaşmadım.” demiş.
Sahibi kızgınlıkla köpeği dövmek için yeltenince, köpek hızlıca evden çıkmış. Sahibi ise arkasından kapıyı kapatmış.
Eşek, Köpeğe seslenerek: “Anlaşılan sende benim gibi zor bir gün geçirdin.” deyince?
Köpek : “Evet, bazı günler böyle çok kızgın oluyor. Ama yarın daha iyi biri olabilir.”
Eşek: “Ne güzel, her zaman böyle olumlu düşünmelisin. Bak ben Bremen’e doğru gidiyorum. Sende benimle gelmelisin. Eğer benimle gelirsen Bremen Mızıkacıları gurubunun bir üyesi olarak hayatın sonsuza dek değişir ve ünlü biri olursun.” demiş.
Köpek: “Vay canına! Bende hep böyle bir fırsatla karşılaşmayı hayal ediyordum. Çok güzel davul çalabilirim ne dersin olur mu?”
Eşek: “Muhteşem öyleyse, grubuma rahatlıkla katılabilirsin.”
Köpek “Tabiki” diyerek eşekle beraber yola koyulmuş. Biraz ilerledikten sonra bir çığlık duymuşlar.
“Ah şimdi nereye gideceğim? Ne yapacağım ben?”
Köpek ile eşek beklemeden hemen çığlık atan kedinin yanına giderek ona: “Ne oldu kedicik, niçin ağlıyorsun? Senin canını sıkan bir şey mi oldu? Yardımcı olacağımız bir şey var mı?” diye sormuşlar.
Kedi: “Bir zamanlar çok mutluydum. Hemen hemen her gün sahibimden ödül alırdım.”
Eşek: “Şimdi neler oluyor peki?”
Kedi: “Sahibimin gözdesi olduğum o günler geride kaldı. Şimdi ise sahibimin pek umurunda değilim.”
Köpek: “Nedenmiş bu…”
Kedi: “Ahırımızda bir sürü fare var. Eskiden hemen hemen hepsini yakalardım. Ancak birkaç yıldır fareler artık daha da zekileşmiş sanki, her zaman beni ters köşeye yatırdıklarından, birkaç aydır bir tane fare bile yakalayamaz oldum.”
Köpek: “Bunun nedeni senin yaşın olamaz değil mi?”
Kedi: “Tabiki değil! Patilerim biraz zayıflamış olabilir ancak halen gücüm yerinde.”
Eşek: “Peki, şimdi neler yapmayı planlıyorsun?”
Kedi: “Bilmiyorum ki” demiş.
Eşek: “Aslında sana bir teklifim var. Eğer sende bizimle gelirsen. Bremen Mızıkacıları gurubunun bir üyesi olarak hayatın sonsuza değin değişebilir.” Demiş.
Kedi biraz düşündükten sonra “Tamam” demiş
Üçü birlikte neşe içerisinde Bremen’e doğru yol almaya başlamışlar. Biraz yol aldıktan sonra şarkı söyleyen birini işitmişler.
Köpek: “Aaa baksanıza şu horoz çok güzel şarkı söylüyor keşke o da bizim grubumuza katılsa.” demiş.
Üçü beraber horozun yanına gitmişler. Horoza gruplarına katılmasını ve Bremen’e gelmesini teklif edeceklermiş ki bir ses horoza: “Ya bağır yada şarkı söyle, nasıl olsa bugün senin son günün…” deyivermiş.
Eşek: “Merhaba güzel sesli dostum. Sesin ne kadar da güzelmiş.”
Horoz, “Ben bu sözleri sizin yerinize sahibimden işitmek isterdim. Ama nerede, o ancak benden sıcak bir çorba yapar. O yüzden ben son nefesime kadar şarkı söylemek istiyorum.”
Eşek, “Lütfen beni dinleyin! Bremen Mızıkacıları gurubunun bir üyesi olarak hayatınız sonsuza değin değişsin ister misiniz?”
Horoz: “Ciddi mi benden öyle bir şey olur mu? Sizce”
Eşek: “Neden olmasın ki sende bizim gurubun solisti olursun. Ne dersiniz çocuklar.”
Hepsi “olur.” demiş
Horuz: “Harika hadi öyleyse bende sizinle geliyorum. Hadi gidelim.” demiş.
Hep beraber neşe ile şarkı söyleyerek Bremen’e doğru yola çıkmışlar.
“Bizler Bremen’e gidiyoruz. Bizler Bremen mızıkacılarıyız.”
Dördü birlikte az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmişler. Artık karanlık çökmüş ve çevrelerinde canlı birilerini görmedikleri için korkmaya başlamışlar. Çünkü etraftan garip garip sesler işitiyorlarmış. Bir süre sonra bir ışık görmüşler ve ışığa doğru gitmişler.
Eşek: “Bu geceyi o evde geçirelim. Yarın sabah yolculuğumuza devam ederiz. Ne dersiniz?”
Guruptakiler “Karanlık çok korkucu, evet hemen eve girsek iyi olacak.” demişler.
O evin yanına vardıklarında, hemen etrafa bakınmaya başlamışlar. En büyükleri olan eşek olduğundan hemen pencereye doğru ilerleyerek içeri bir göz atmış.
Köpek: “Bizim için yiyecek bir şeyler var mı? Ne görüyorsun içeride dostum? Niye konuşmuyorsun.”
Eşek etrafa iyice bir bakındıktan sonra: “Vay be ne kadarda güzel bir yermiş. İçeride güzel yiyecek ve içeceklerle dolu olan bir sofra, üzerindeyse para ve mücevherler var.”
Kedi: “Karnım çok acıktı acaba yemeklerini bizimle paylaşırlar mı?”
Eşek: “Bremen mızıkacılarıyız biz, eminim ki onlarda içtenlikle bizleri karşılayacaklardır.”
Horoz: “Peki onlar bizim ünlü müzisyenler olduğumuzu nereden bilecekler. Neden bir şarkı söylemiyoruz ki?”
Eşek: “Aslında bu harika bir fikir, hadi hemen en güzel şarkımızı onlara söylemeye başlayalım ki bizi içeri davet etsinler.”
Böylece pencerenin yanında yerini alan eşeğin sırtına Köpek, onun sırtına kedi, kedinin de sırtına horoz fırlamış. Eşek başlama işaretini verince dördü birlikte en güzel şarkılarını söylemeye başlamışlar. Eşek anırmaya, köpek havlamaya, kedi miyavlamaya, horozda ötmeye başlamış.
“Bremen’e gidiyoruz bizler Bremen Mızıkacılarıyız.”
Öylesine yüksek sesle şarkı söylüyorlarmış ki evin camı birden kırılmış. O esnada eve girmeye çalışan üç hırsız da korkudan kaçmışlar. Bunu fırsat olarak gören köpek, eşek, kedi ve horoz hemen içeri girmiş ve masadaki yemekleri afiyetle yemişler.
Gördüklerine inanamıyorlardı. Şanslarının böylesine çalışmasına, hiçbir şeyleri yokken bol yemek ve paranın olduğu, bu yerde olabileceklerini hayal bile edemezlermiş.
Eşek: “Şimdi ışıkları söndürerek güzel bir uyku çekelim en iyisi, yarın sabah yola çıkarız.” demişler.
Horoz: “Buradan gitmek zorunda mıyız? yiyecek ve para bolca var. Hayatımızın sonuna kadar bize yeter.”
Kedi: “Bende senin gibi düşünüyorum aslında.”
Köpek: “Aynı fikirdeyim.” demiş.
Eşek: “Bunu düşüneceğiz şimdi biraz yatarak dinlenelim. Çok uzun bir gün oldu çünkü”
Eşek samanların arasında, köpek kapının hemen arkasında, kedi ise şöminenin yanında, horozda çatıda uykuya dalıvermiş. O evden çok fazla uzaklaşmamış olan hırsızlarda geri dönmüşlerdi. Evin ışıklarının kapalı olduğunu görünce de hayaletin evi terk ettiğini düşünmüşler.
Hırsızların ekip lideri Guy’a, “Git bak bakalım hayalet evden ayrılmış mı?”
Guy: “Neden ben? Bence başka birini göndermeliyiz. Hemde daha güçlü birisini.”
Liderleri: “Ne kadarda korkak birisin. Aslında kendim gider bakardım ama gördüğün gibi bileğim burkuldu ya o yüzden sana dedim. Şimdi ya gidersin ya da bu ekipten tamamen ayrılırsın.”
Guy: “Tamam, tamam gidip bakarım.” demiş.
Hırsız korka korka eve doğru gitmiş eve yaklaşınca bıçağını çıkarmış ve hafifçe kapıyı açmış. Hırsız kedinin parlayan gözlerini ateşin alevleri sanarak ateşle mumu yakmak istemiş. Hırsızdan korkan kedi onun üstüne hızlıca atlayarak yüzünü tırmalamış.
Hırsız ne olduğunu anlayamamış bile, korku ve aceleyle kapıya doğru koşmuş. Bu sırada kapının arkasındaki köpek de hırsızın bacağını ısırınca hırsız: “Aman tanrım hayalet burada! Diyerek koşmaya başlamış.”
Adam arkadaşlarına doğru ilerlerken eşekten de bir çifte yemiş yemesine buda hayaletin hala orada olduğuna iyice inanmasına sebep olmuştu. Sonrada yüksek sesle üüürüüü üüü diye bağırmaya başlamış horoz.
Hırsız: “Liderine efendim, efendim hayalet hala burada. Yüzümü çizdi. Bacağımı ısırdı ve sert bir tekme attı bana, en sonunda da garip garip gülüyordu.” demiş.
Liderleri: “O halde hemen buradan gidelim bizleri de arıyor olabilirler. Hadi kaçalım.” demiş.
Mızıkacılar ise kendilerine uzun süre yetecek yiyecek ve para olduğundan bir süre orada kalmaya karar vermişler. Sonrada kendilerine lazım olan enstrümanları ve yolculukları için bir araba satın almışlar.
Her gün erkenden kalkarak alıştırmalar yapmaya başlamışlardı. Bir gün eşek yola koyulma zamanlarının geldiğini söylemiş.
“Arkadaşlar, bugün Bremen’e gidip kendi yeteneğimizi herkese sergilemeliyiz ne dersiniz.” demiş?
Gurubun diğer üyeleri yeni almış oldukları arabalarına enstrümanlarını yükleyip Bremen’e doğru yol almışlar. Hepsi büyük müzisyenlere benziyorlarmış bile. Hemen yarışma yapılan alana gitmişler.
Sıra onlara gelince şarkılarını büyük bir özgüvenle söylemeye başlamışlardı. Şarkıları dinlemeye gelen insanlar grubu ayakta alkışlamış ve tezahüratlarda bulunmuşlar.
Yarışmayı bremen grubu kazanarak zengin ve ünlü bir grup haline gelmişlerdi. Artık hayallerine kavuşmuş ünlü bir guruptular. Şarkılarını söyleyerek dünyayı gezmiş ve sonsuza değin mutlu bir şekilde yaşamışlar.
Başka güzel Masallar Okumak İster misiniz?