İyi Yürekli Eşek Masalı: Seçme Masallar Oku

İyi Yürekli Eşek Masalı

Abone Ol google news

İyi Yürekli Eşek Masalı, Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde bol bol süt içenlerin kasabasında bir sütçü ile eşeği yaşarmış.

Sütçü, kendi çıkarını çok iyi hesap eden, çalışkan, gayretli ve bir o kadarda kurnaz bir adammış. Sabahları gün ağarmadan uyanınca hemen eşeğini uyandırmaya gider, neşe içerisinde söylediği türkülerle onu güne hazırlarmış:

Şimdi güneş doğmadan

Güzel dostum benim, gel uyan!

Her daim kazanır çalışan

Güzel dostum benim, gel uyan!

Uykusunu alamadığından uykudan kalkmakta zorlanan eşeğin gönlünü almak için ona komiklikler yapar, sonrada cebinden çıkardığı şekeri verir, sağrısını sıvazlarmış.

Nasılsa eşek ya, eşekliği nereden belli olacak?… İsteksiz isteksiz birkaç kez anırır dururmuş. Sahibi ise onun uykusunu dağıtmak için gözlerini ovdukça ovarmış, Eşeğin karnı  güzel  bir doyduktan sonra keyfi yerine gelir bu sefer o da sahibiyle birlikte türkü söylemeye başlarmış.

Sabah erkenden kalkmalı

Önce işimize bakmalı

Öğlen vakti dolmadan

Şu sütleri satmalı

Öylesine bir gayretin içerisine girerler ki eşek, sırtına yüklenen süt bidonlarının ağırlığını bile duymaz olurmuş, bu iki çalışkan arkadaş, horozlar ötmeden, bebekler ınga ınga diye ağlamaya başlamadan yola çıkıp, evlere süt dağıtmaya başlarlarmış.

“Süt!…Sütçüüüü!”

Eşek de neşeli sahibinden hiç geri kalır mı? Başlarmış bağırmaya:

“Aiii…Aaaiii!”

Böylece ikisi beraber sütleri satarlarmış, akşamlara kadar yorulmak nedir hiç bilmezmiş, sahibi daha çok para kazanınca o daha çok sevinirmiş, bir sevinirmiş ki anlatmak imkansız görmek lazım ,

Her akşam yatmadan önce ; “Tez yarın olsa da işe çıksak, sahibim daha çok para kazansa!” diye güzel güzel bir şekilde düşünürmüş.

Karın tokluğuna çalışmaktan ve sahibinin mutlu olmasından başka hiçbir şeye aklı ermezmiş zavallıcığın.

“Süüüt.Sütçüüü! Haydi, sütçünüz geldi!”

Derken, gayretlerinin karşılığını görmüşlerdi, sütçü kısa bir zaman sonra çok zengin biri olmuş, Yanında çalışacak elemanlar tutmuş ve kendisi süt satmak için dolaşmayı bırakmış.

Eşek bu duruma o kadar çok üzülmüşse de elden ne gelir? Katlanmış çaresiz bir şekilde, o asık suratlı bir elemanla satışa çıkarken isteksiz isteksiz yürür, o eski günlerini acı acı anar dururmuş.

“Hey gidi o güzel günler hey, ne kadar mutluyduk o günlerde! Çok fazla paramız, altın yaldızlı koltuğumuz yoktu lakin neşemiz ve güzel bir dostluğumuz vardı, birbirimize olan sevginin sıcaklığı vardı. Türküler eşliğinde yarınları bekleyişimiz vardı işte!

Daha çok zengin oldukça nerdeyse gülmesini unutan asıl sahibi artık ne eşeği arar, ne de hal ve hatırını sorar olmuş.

Sahibinin bu vefasızlığı iyi yürekli eşeği çok üzülmesine sebep olmuş, öyle ki, gün geçtikçe zayıflamaya ve güçsüz kalmaya başlamış.

Çünkü ona göre birinin, o sıkıntılı günlerdeki sadık arkadaşını, dert ortağını, türkü arkadaşını unutmasını, bir türlü kabullenemiyordu.

Derken, zayıflıktan kaburgaları görünen hayvancağız değil sabahtan akşama kadar dolaşmak, neredeyse ayağını bile kımıldatamaz hale gelmişti.

Ama asık suratlı eleman ona hiç merhamet göstermiyordu eşek kırılıp döküldükçe, aman dilendikçe ona tekmeyi basarmış, sen misin tembellik yapan diyerek ağır sözler söylermiş.

“Seni gidi ucuz hayvan seni! Demek oluyor ki, niyetin sahibinin zarar etmesi, senden bir kurtulsaydık bari!”

Akşam olunca asık suratlı elemanın attığı dayaklar yetmezmiş gibi birde tutmuş eşeği sahibine şikayet etmiş.

“Aman efendim, nasıl uyuz bir hayvan bu? Üstelik her zaman hasta, naz ediyor ama kime anlamadım ki? Siz daha iyi bilirsiniz ama böylesi her zaman sahibine zarar verir,  bu devirde çalışmayana ekmek verilmemeli en iyisi satalım onun yerine başka birisini alalım gitsin!”

Parasına para katmaktan başkaca hiçbir şey düşünmeyen o sahibi, eskiden olduğu kadar düşünceli ve iyi huylu biri değilmiş, üstelik bir o kadar da sinirliymiş, elemanı sessizce dinledikten sonra iri iri açılmış gözleri:

“Ne demek oluyor bu?” demiş. “Benim işimde çalışmadan yan gelip yatmak, ha? Olmaz öyle bir şey! Eğer işine gelmiyorsa, defolup gitsin! Biz kimsenin bedava bakıcısı da değiliz!”

Zavallı eşek pencerenin altında o çok sevdiği sahibinin sözlerini duyunca nerdeyse yüreğine inecekmiş.

“Yok, artık ben burada kalamam! Bu kadar vefasızlık da olamaz.” demiş kendi kendine, üzerindeki güğümleri atarak ormana doğru koşmuş.

Eşek gözyaşları içerisinde söylene söylene yürüyormuş, ufacık bir torbayı bile taşıyamayacak kadar ihtiyar olan bir çiftçi ile karşılaşmış, kendi hastalığını ve halsizliğini unutarak:

“Çiftçi baba istersen o torbanı sırtıma yükle kaldıracak halin yok belli.”

Çiftçi o kadar çok sevinmiş ki, hemen iyi yürekli eşeğin boynuna sarılarak torbayı sırtına atmış.

“Eşekcik sağolasın! Ama sen niye bu kadar zayıfsın, hastalandın mı yoksa?”

İki yorgun yolcu sohbet ede ede ihtiyarın kulübesine gitmişler, İhtiyar eşeğin sırtından torbayı indirdikten sonra teşekkür etmiş :

“İstersen bugün burada kalıp dinlen belki gideceğin yol uzundur.”

Eşek üzüntülü bir şekilde kafasını sallamış:

“Gideceğim bir yer yok ki!”

“Sahibin evin barkın?”

“Yok maalesef!”

Eşek başından geçenleri bir bir anlatmaya başlamıştı.

Eşeğin kafasını uzun uzun sıvazlayan sevimli ihtiyarcık:

“Doğrusu, hikâyen pekte acıklıymış, napasın dünyanın türlü hallerinden biri bu! Sen de çok fazla duygulusun istersen burada benimle kal, kıt kanaat geçinir gideriz.” Demiş.

Eşekçik çok sevinmişti, hemen bu teklifi kabul etmişti beraber neşeli günler yaşamaya başlamışlardı.

Günler bu şekilde hızla geçip giderken bir gün kasabadaki zengin sütçünün tüm mal varlığını kaybettiğini o nedenle hasta düştüğü haberi her yerde yayılmış.

İhtiyar:

“Etme bulma dünyası sana ettiğini buldu!” demiş eşeğe.

Eşek sormuş soruşturmuş, o eski sahibine kimsenin bakmadığını, çaresiz  bir durumda  kaldığını öğrenmiş.

“Ne de olsa beraber o kadar güzel günümüz geçti, yanına varayım helallaşayım bari diye” demiş.

İhtiyardan izin alarak yola düşmüş, eski sahibini çaresiz bir şekilde görünce çok üzülmüş, sahibi önce onu tanıyamamış,  Ama, dikkatli bir şekilde bakınca sevinçle boynuna atılmış.

“Gel, gel benim eski dostum! Bağışla beni geçde olsa anladım ki arkadaşlık parayla ölçülmemeli. Doğrusu, sen bu eşekliğinle bana iyi bir ders verdin, ne olur yaptıklarım için beni bağışla!” demiş

İyi yürekli eşek, sahibinin başında uzun bir süre ağlamış sonrada ihtiyar adamın yanına geri dönmüş.

İhtiyar

“Güzel  dostum, hoş geldin!.. Böyle hiçbir karşılık beklemeden sevmek ve başkalarına yardımcı olmak ne güzel! Şunu da unutma sakın; senin gibi olanlar bir gün daima kavuşur hak ettiğine!”

Bu güzel masal da ilginizi çekebilir: En Çok Beğenilen Pinokyo Masalı ve Hikayesi

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Beyaz Geyik Masalı
Beyaz Geyik Masalı
Sihirli Peri Hikayesi
Sihirli Peri
Elma Ağacı Ve Çiftçi Masalı
Elma Ağacı Ve Çiftçi Masalı
Kara Buğday Masal ve Hikayesi
Kara Buğday Masal ve Hikayesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.