Kayıp Peri

Bir süre bu şekilde gezdikten sonra bir tepenin üstünde yalnız başına oturmuş bir kız olduğunu görünce Atını o yöne doğru sürmüş.

Kız o kadar çok dalgınmış ki, birinin kendisine yaklaştığından dahi haberi yokmuş. Hemen kızın yanına oturan Prens “Merhaba hanımefendi yalnız başına burada ne yapıyorsunuz?”

Kız başını çevirip, prense bakmış “Her taraf o kadar güzel ki, öylece burada oturup seyretmek istiyorum.” Demiş ve o güzel manzaraya bakmaya devam etmiş.

Prens  “Hanımefendi siz nerelisiniz”

“Hatırlamıyorum.”

“Peki, isminizi hatırlıyor musunuz?”

“Onuda hatırlamıyorum. Tek bildiğim sabahtan beri burada olduğum. Başkada hiçbir şey hatırlamıyorum.” Demiş

Oysa o kayıp peri kızdan başkası değildi. Prens şaşırmıştı. Kendi kendine “ Bu güzel kıza yardım etmeliyim.” Diye düşünmüş.

Biraz beraber oturduktan sonra hanımefendi burada yalnız kalmanız sizin için tehlikeli olabilir. Eğer isterseniz benimle saraya gelebilirsiniz. Hem ailenizi bulman için size yardım ederim.”

Kız, Prense bakmış iyi niyetli biri olduğunu anlayınca “Tamam.” Demiş

Prens kayıp peri ile birlikte etrafı seyrede seyrede saraya doğru gitmiş. Prens “ İsmini hatırlayana kadar sana Martina diye hitap etsem olur mu?”

Kayıp peri gülümsemiş ve o isimde hoşuna gitmişti. “Tabiki olur.” Demiş

 Saraya vardıklarında Prens, Martina’nın özel misafiri olduğunu ve ona çok iyi bakılmasını istemiş.

Bu arada Prens, askerleri Martina’yı bulduğu yere göndererek onla ilgili bir iz veya bir işaret bulunmasını istemiş. Ancak askerler hiçbir şey bulamamışlar.

Günler bu şekilde geçip giderken Martina’ya aşık olan prens, onun o dalgın bakışlarına bir anlam veremiyor. Ailesini bularak onu mutlu edemediği içinde çok üzülüyordu.

Bir akşam bahçede gezen Martinayı balkondan izlerken onunla evlenirse onun daha çok mutlu olacağını düşünen prens hemen onun yanına giderek  “Martina sana bir şey söylemek istiyorum.”

Martina “Tabiki prensim.”

Prens “Benimle evlenir misin?”

Martina da prensten hoşlanıyordu. O yüzden  “Evet.” Demiş.

Prens ile Martina kırk gün kırk gece süren bir düğünle evlenmişler. Prens Martina’yı çok seviyor ancak bir gün onu kaybetmekten çok korkuyordu.

Günler bu şekilde geçip giderken Martina’yı bulan kardeşleri onun hafızasını yerine getirmişti. Gitmek zorunda olan Kayıp Peri, Prens için bir not yazarak masaya bırakmış ve kardeşleriyle birlikte evine gitmişti.

Prens, Martina’yı hiçbir yerde göremeyince odada olduğunu düşünerek odaya çıkmış. Odadaki masanın üzerinde yazılı bir not olduğunu görünce de o notu alıp okumaya başlamış.

Notta  “Prensim sen bana çok iyi ve mükemmel bir eş oldun. Ama ben hafızasını kaybetmiş kayıp bir periyim. Kardeşlerim beni bularak her şeyi hatırlamamı sağladılar. Buralardan gitmek zorundayım.  Ne olur beni affet ve kendine çok iyi bak.” Yazıyordu.

Prens hemen atına bindiği gibi ülkede bulunan ve her şeyden haberi olan büyücü kadının yanına giderek ona olup, biteni anlatmış.

Büyücü “O bir Peri kızı, seninle beraber yaşayamaz. Ama onu elde etmenin sadece bir yolu var. Oda gerçekten onu sevdiğini ispat etmen olacak.” Demiş.

Prens “Onu nerede bulabilirim.”

Büyücü “Periler gece yarısı ormanın derinliklerinde bir araya gelerek dans ederler. Sende şimdiden oraya giderek saklan. Onlar dans etmeyene kadarda dışarı çıkma.”

Prens büyücü kadına teşekkür ettikten sonra atına bindiği gibi ormanın derinliklerine giderek bir ağacın arkasında saklanmış.

Bir süre sonra ortaya çıkan periler dansa başlar başlamaz prens ortaya çıkıp, Martina’nın elinden tutarak onunla dens etmeye başlamış.          

Martina prensin kendisini bulmasına şaşırmış ve diğer perilerin ona zarar vermesinden korkmuştu. “Prensim burada ne işiniz var kimse fark etmeden hemen uzaklaşın lütfen.”

Prens “Hayır Martina seni alamadan hiçbir yere gitmem çünkü ben seni gerçekten çok ama çok seviyorum.” Demiş.

Bu arada Prensi fark eden diğer periler dans etmeyi bırakarak öfkeyle prense bakmışlar. Prens ise Martina’yı arkasına alarak “Hayatım pahasına olsa dahi, Martina’dan vazgeçmem. Çünkü onu çok seviyorum.” Demiş

Prense öylece bakan Perilerin lideri onun ciddi olduğunu görünce “Martina sende onu seviyor musun? Onunla gidebilmen için artık bir peri olmaman lazım bunu kabul edebilecek misin?”

Martina “Evet.”demiş.

Perilerin lideri tüm perilere “El ele tutuşun ve Martina’nın bir insan olması için tüm gücünüzü kullanın. ”demiş

O anda oluşan bir ışık huzmesi Martina’nın kanatlarını yok edip, onu bir insana çevirmişti. Martina’nın elinden tutan prens, perilere teşekkür ederek Martina ile birlikte saraya dönmüş.

O günden sonra Martina ile hiç ayrılmayan Prens bir ömür mutlu bir yaşam sürmüş.

Bu güzel Kayıp Peri Masalı da burada son buldu. Başka güzel Peri Masalları ile buluşmak üzere hoşçakalın.

Bu masalın kaynak gösterilmeden yayınlanması çoğaltılması ve paylaşılması yasaktır…