Kibritçi Kız Masalı

Kibritçi Kız Masalı

Abone Ol google news

Kibritçi Kız Masalı ‘nda soğuktan donmak üzere olan Küçük bir kız çocuğunun düşleri ve umudunu konu edinen duygu dolu harika bir Peri Masalı, iyi okumalar…

Kibritçi Kızın Hikayesi Oku

Kış mevsiminin etkisini gösterdiği soğuk ve karlı bir yılbaşı gecesiymiş. Sokaklarda geçen insanlar sıcak paltolarını giymiş. Eldiven atkı ve şapkalarını takmıştı. Bazıları evlerine geç kaldığından hızlıca evlerine doğru, bazıları ise yeni yılı kutlamak üzere eğlence yerlerine doğru hızlı bir şekilde gidiyorlarmış.

Ayrıca çocuklarda sokağa çıkmış birbirlerine kar topu atarak sevinçle oynuyorlarmış. En çokta Kar’ın keyfini çocuklar çıkartıyormuş. Kahkaha atarak gülüyor neşe içerişinde  şakalaşıyorlarmış.

Aynı sokakta diğer çocuklarından farklı bir kız çocuğu daha varmış. Bu küçük kız sokağın ortasında durmuş. Neşe içerisinde oynayan çocukları seyrediyormuş. Diğer çocuklar gibi başında onu soğuktan koruyacak bir şapkası, sırtında bir kabanı yokmuş. Elbiseleri yırtık ve ince, ayaklarında ise büyük terlikler varmış.

Elinde bir kutu bulunan kız soğuktan tir tir titrerken üstüne gelen arabayı son anda fark etmiş.

Şoför: “Hey çocuk yolun ortasında ne işin var. Kenara çekilsene ezileceksin.”

Kibritçi  kız hemen kaldırıma koşmuş. Koşarken de terlikleri ayağından fırlamış. Kaldırımın üzerine çıktıktan sonra arkasına dönüp bakmış ki çocuklardan biri terliğini alarak kaçıyor.

Kibritçi kız, çocuğun ardından “Terliklerim! Terliklerim! Hey ne olur dur!” Diyerek seslenmişse de çocuk hızla koşarak uzaklaşmıştı.

Çaresiz kalan küçük kız çıplak ayakları ile bir duvarın dibine sığınarak elinde bulunan kutusunu yere koymuş. O kutunun içerisine dizilmiş olan kibrit kutularına bakarken soğuktan gözleri yaşarıyormuş.

Kibrit satan küçük kız o gün tek bir kutu kibrit bile  satamamıştı. Satabilmiş olsaydı evine gidebilecek annesi ile beraber hiç olmazsa sıcak bir kase çorba içebilecekmiş.

Hem  soğuktan para kazanamamanın üzüntüsüyle tir tir titreyen incecik sesi ile bağırmaya başlamış. “Kibrit var! Kibrit almak isteyen var mı?”

Ama sokaktan geçenlerin hiçbiri başını çevirip bakmamış bile, soğuktan parmakları buz gibi olan Kibritçi kız ise çaresiz bir şekilde duvarın dibine oturmuş. Kibrit kutularından birini açıp bir kibrit çıkartmış. Ama parmakları soğuktan uyuştuğu için kibrit çubuğunu bile elinde güçlükle tutuyormuş.

Elleri titreye titreye kibrit çubuğunu yanındaki duvara sürterek yakmıştı ki o anda turuncu bir ışık etrafı aydınlatmıştı.

Yaktığı kibriti bir elinden diğer eline alarak parmaklarını ısıtmaya çalışıyordu ki birden kendini gürül gürül yanan bir sobanın yanında olduğunu düşleyerek gözlerini sobadan çıkan o sıcak aleve dikmişti.

Üzerinde kalın ve sıcacık yünlü bir hırka, ayaklarını ısıtan kürklü botları ve başında da kırmızı beresi varmış. Her taraf  o kadar sıcakmış ki terlemeye bile başlamıştı. Derken kibriti sönüvermiş. Kibritin sönmesiyle de çok hoşuna giden o tatlı düşleri de sona ermişti.

Birkaç saniye sonra kibritçi kızın parmakları yeniden üşümeye başlamıştı. Hemen bir kibrit daha çıkartarak yakmış. Bu seferde kibrit rüzgarın etkisiyle sönmesin diye yüzünü duvara dönmüş. Diğer elini de  kibrite siper etmiş.

Kibrit alevine bakarken karşısındaki duvar birden yok olmuş. Bu seferde geniş bir odanın içerisindeymiş. Üzerinde nakışların bulunduğu bir masanın üzerinde çeşit çeşit yemekler dizilmişti. Karnı aç olan küçük  kız masanın üzerinde duran tabakta bulunan nar gibi kızarmış kocaman tavuğa bakıyordu.

Hemen tavuk  etinden bir parça kopartarak ağzına atmış. Bir parça et daha koparmak için elini uzatmış. Ama elinde tuttuğu kibritin sönmesiyle düşü yine son bulmuştu ve önündeki taş duvar yeniden belirivermiş.

Küçük kız hiç beklemeden bir kibrit daha yakıvermiş artık daha büyük bir düşün içerisindeymiş. Her tarafın yeşilliklerle dolu olduğu sıcak bir yaz gecesi Küçük kız, kırda bir ağacın altında oturmuş yıldızlara bakıyormuş. Yıldızlar o kadar güzelmiş ki gözlerini yıldızlardan ayıramıyormuş.

Derken bir yıldızın gökyüzünde  kaydığını  görmüş. O anda yer yüzünden birinin daha sonsuzluğa uçtuğunu  geçirmiş içinden, onu da ninesi kendisine anlatmıştı.

Biranda ninesi kendisine görünmüş ve küçük kıza “Her yıldız kaydığında başka biri onun yerine geçer güzel kızım.” demiş ve kaybolmuş. Kibritçi kız heyecanlı bir şekilde  “Nineciğim ne olur gitme! Seni çok özledim.” demiş

Sonra da ninesini tekrar görebilmek için bir kibrit daha yakıvermiş. Soğuktan donmak üzere olduğunu unutmuş halde düşler dünyasına dalmıştı.

Artık her kibrit yaktığında nenesini görüyordu. Bir kibrit daha yakmış. O an  her yer gündüz gibi aydınlanmış. Ninesini hiç öyle güzel görünmemişti. Onun sevgi dolu bakışları yaşadığı bütün her şeyi ona unutturmuştu.

Kibritçi kız elinde kalmış olan son kibriti de yakmış. Bu seferde ninesi kollarını ona uzatarak, küçük kızın ellerini tutmuş onunla birlikte gökyüzüne doğru yükselmeye başlamış.  

O anda küçük kız rahatladığını hissetmiş. Çünkü artık üşümüyormuş o anda gök yüzünde bir yıldız kaymıştı.

Sabah olunca sokaktan geçenler kibritçi kızın yüzünün duvara dönük gözleri kapalı ama yüzünde çok tatlı bir gülümsemeyle yerde uzanmış şekilde bulmuşlar.

Etrafında bir sürü kibrit çöpü varmış. O sönmüş kibrit çöplerinin alevinde küçük kızın ne düşler gördüğünü kimse bilemezdi.

Kibritçi Kızın Özeti

Havanın çok soğuk olduğu bir yılbaşı gecesinde çıplak ayakları ile evde bulunan annesine yiyecek bir şeyler götürebilmek için elindeki kibritleri satmaya çalışan küçük kızın terlikleri yaramaz bir çocuk tarafından çalınmıştı.

O gün hiç kibrit satamadığından eve dönmemişti.  Soğuktan korunmak için duvarın dibine giderek çaresizce etrafına bakındı.

Çok üşüyen küçük kız parmaklarını ısıtmak için, elindeki bir kibriti duvara sürterek yakmıştı. Kibritin yaydığı o turuncu ışığa bakınca düşler kurmaya başlayan kibritçi kız, kibrit çöpü sönünce hemen yenisini yakarak düş kurmaya devam ediyordu.

En son düşünde ninesini görünce, o kadar çok sevinmişti ki o anının bitmesini hiç istemediğinden ardı ardına kibrit yakıyordu.

Son yaktığı kibrit çöpünde Ninesi küçük kızın kolundan tuttuktan sonra rahatladığını hissetmeye başladı. Artık üşümüyordu.

Ertesi günün sabahında sokakta geçenler küçük kibritçi kızı duvar dibinde gülümser bir şekilde bulmuşlardı. Yanında ise sönmüş kibrit çöpleri vardı.

Kibritçi kızın hikayesi ile ilgili Sorular

  • Kibritçi kızın hikayesinin ana fikri nedir: Bu güzel hikaye’ de bir kişi fakir de olsa zengin de olsa, kim olursa olsun o insana yardım etmeliyiz.
  • Kibritçi Kız adlı kitabın yazarı kimdir: Ünlü Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen’ dır.
  • Kibritçi kızın hikayesi ne zaman yazılmış: Küçük bir kız çocuğunun kurduğu hayalleri ve umudu ile ilgili bu hikaye ilk olarak 1845 yılının Aralık ayında, Dansk Folkekalender’da ise 1846 yılında yayınlandı.

Kibritçi Kız Masalı’ nı okurken beğendiğinizi umarız.

Başka güzel Masal okumak ister misiniz?

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Beyinsiz Geyik ile Tilki Masalı
Beyinsiz Geyik ile Tilki Masalı
Sabırsız Kraliçe Masalı
Sabırsız Kraliçe Masalı
Prenses-Cilek-Masali
Prenses Çilek Masalı
Kanatlı Aslan Masalı
Kanatlı Aslan Masalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.