Parmak Kukla Hikayesi

Oldukça beğenilen parmak kukla hikâyelerinden en çok sevilen ve tercih edilen parmak kukla hikâyesi. İyi okumalar.

Çürük Diş İle Sağlam Diş

Çürük diş : “Of, of…yine çürümeye başladım.” 

Sağlam diş: “Hey arkadaşım bir şey mi oldu da, öylece oflayıp duruyorsun?”

Çürük diş: “Görmüyor musun halimi, her geçen gün daha da çürümeye başlıyorum.  O Eskiden olduğu gibi beyaz ve sağlıklı günlerimi şimdiden özlemeye başladım.

Sağlam diş : “Aaaa… Daha yeni dikkat ettim. Nasıl oldu da bu hale geldin.”

Çürük diş : “Neden olacak, Gül dişlerini ya hiç fırçalamadı. Yada haftada bir fırçaladı. O yüzden ben bu hale geldim” dedi, ağlamaklı bir sesle.

Sağlam diş : “Ama bu nasıl oluyor ki neredeyse tüm çocuklar dişlerini en az günde iki kere fırçalanması gerektiğini de bilirler. Öyle değil mi çocuklar.”

Çocuklar hep bir ağızdan “Evet hem sabah, hem akşam dişlerimizi fırçalamalıyız.”

Çürük diş : “Çocuklar sizler bu şekilde dişlerinizi fırçalarsanız, dişleriniz çürümez? Eğer bir gün fırçalayıp, 3 gün fırçalamazsanız dişleriniz hemen çürür.”

Sağlıklı diş: “Çocuklar sizlerinde benim gibi sağlıklı ve bembeyaz dişlerinizin olmasını istiyorsanız eğer, mutlaka günde iki defa ne yapıyoruz?

Çocukların Cevapları Beklenir.

Çocuklar “Dişlerimizi günde iki defa fırçalıyoruz.” Diye hep bir ağızdan bağırmışlar.

Daha sonra kuklalar çocuklara teşekkür ederek ayrılırlar.

Temizliğin Önemi

Zıp zıp sevinçli bir şekilde hoplaya zıplaya oyun oynamakta olan çocukların yanına gider. ”Merhaba arkadaşlar, bugün hava çok güzel değil mi? Benim adım Zıpzıp, sizler gibi benim de arkadaşlarım var. Hatta şuan o arkadaşlarımdan birinin yanına gidiyorum. Onun için bir sürprizim olacak.”

Çocuklar, Gülümser ifadelerle sıcakkanlı zıpzıpı dinliyorlardı. O arada onların yanına gelen Ponpon : “Oooo, kimler varmış burada, seni gördüğüme sevindim zıp zıp.”

Zıp zıp: “Merhaba Ponpon, seni gördüğüme çok sevindim, zaten bende yanına geliyordum ama şu çocukların dostluklarını görünce biraz sohbet emek istedim. İyi ki geldin sana bir sürprizim olacak.”

Ponpon: “Ohh ne güzel! Aslın bu sürprizin ne olduğunu merak etmedim desem doğru olmaz. Söylesene bana neymiş bu sürpriz?”

Zıp zıp: “ Umarım sana kahvaltı yapmadan yetişmişimdir.”

Ponpon : “Evet daha kahvaltı yapmadım. Biraz sabah sporu yaptıktan sonra kahvaltı yapmayı düşünüyordum.”

Zıp zıp: “Çok güzel bu sepetin içinde senin için taze olarak topladığım çok lezzetli havuçlar var.” Sepeti ponpona uzatarak  “Al bakalım.”

Ponpon: “Teşekkür ederim çok da lezzetli görünüyorlar, bunları yeni mi topladın?”

Zıp zıp: “Evet, sabah erkenden kalkarak güzelce topladım.”

Ponpon : “Beni çok mutlu ettin sana bu güzel davranışın için de teşekkür ederim. Ama aç olduğum halde şuan canım bir şeyler yemek istemiyor.”

Zıp zıp: “Daha biraz önce kahvaltı yapmadığını söylememiş miydin?”

Ponpon : “Evet, evet söyledim ama şuan bunu sana nasıl söyleyeceğimi de bilemiyorum aslında.”

Zıp zıp: “Ponpon biz arkadaş değil miyiz? Burada çekinecek ne var ki, gayet rahat konuşabilirsin. Aslında şimdi bende neler söyleyeceğini merak ettim.”

Ponpon: “Geçen hafta sınıftan çıkacağımız esnada öğretmenimiz bizleri durdurarak temizliğin ne kadar önemli bir şey olduğundan bahsetmişti ya, yiyeceklere dokunmadan önce ellerimizi sabunla yıkamamız gerektiğini, ayrıca yiyeceğimiz sebze ve meyveleri de bol su ile yıkamadan yemememiz gerektiğini söyledi. Baksana ellerine çok kirli, havuçlar ise yıkanmamış, ben bu havuçları nasıl yerim?”

Zıpzıp ellerine bakınca arkadaşının haklı olduğunu anlamıştı: “Arkadaşım aslında ben sana bir sürpriz yapmak istemiştim.”

Ponpon : “Gerçekten çok teşekkür ederim. Biliyorum amacın beni mutlu etmek, onun için erkenden kalkarak tarlaya gitmişsin. Ama bu sebzeleri bol su ile yıkamadan yersek, sonuçta biz zararlı çıkar ve çabucak hasta oluruz. Bunu sen de biliyorsun. Çünkü öğretmenimiz konuşurken sende benim yanımdaydın.”

Zıp zıp: “Şimdi önce ellerimi sonrada bu havuçları güzelce yıkıyorum.”

Ponpon: “İşte o zaman şu lezzetli havuçlarla karnımızı doyurabiliriz. Doğrusu bende epey acıkmıştım.”

Zıp zıp : “Hahahaha şimdi söyle bana, peki bu sürprizimi beğendin mi?”

Ponpon : “Hemde çok beğendim, bu nezaketin ve cömertliğin için de sana çok teşekkür ederim.”

İkisi hemen çeşmenin önüne giderek önce ellerini sonrada havuçlarını bol su ile güzelce yıkadıktan sonra bir ağacın altında sofralarını kurup, karınlarını doyurmuşlar.

Bu güzel Mikrop Hikayesi de sizlerin ilgisini çekebilir.