Rapunzel Masalı Oku

Rapunzel-Hikayesi-Oku

Abone Ol google news

Yayımlandığı günden bu yana çoğu ülkede oldukça beğenilen bu güzel Rapunzel Masalı, Fakir bir çiftin tek çocuklarını 12 yaşındayken yaşlı bir cadıya vermek zorunda kalmalarını konu edinen oldukça güzel bir klasik masal.

Rapunzel Masalı

Rapunzel Hikayesi Oku

Günlerden bir gün uzak diyarlarda bulunan büyük bir şehirde yaşayan evli bir çift, bir tane çocuklarının olmasını çok istiyormuş. Ama bir türlü çocukları olmuyormuş.

Günler günleri kovalarken bir gün kadın, kocasına bir bebeklerinin olacağı müjdesini vermişti.

O haberi aldıkları günden sonra ikisi de çocuk sahibi olacaklarının heyecanıyla, çocuğun doğmasını beklemeye başlamışlar.

Bir sabah erkenden uyanan kadın, pencereden etrafı izlerken komşunun bahçesinde ekilmiş ve çok özel bir marul cinsi olan Rapunzel ismindeki bir marul gözüne ilişmiş. Canı o marulu öylesine çok çekmiş ki, kendi kendine “Burada olsa da yesem diyormuş.”

Ertesi gün yine sabah erkenden kalkıp pencerenin yanına giderek o marula bakmıştı. O günden sonra da her sabah kalkar kalkmaz pencerenin önüne giderek Rapunzel ismindeki marula bakmaya devam etmiş.

Bu durumun farkına varan adam karısına” Her sabah o pencerenin önüne giderek nereye bakıyorsun.” diye sormuş.

Kadın: ” Baksana şu bahçede ekilmiş olan marul ne kadar güzel gözüküyor, değil mi? Kaç günden beri her ona baktığımda, keşke şimdi burada olsaydı da ondan güzel bir salata yapıp yeseydim.” demiş.

Kocası o evin sahibinin kötü niyetli bir büyücü kadın olduğunu, ondan marulu istemesi halinde ise kendisine vermeyeceğini düşünüyordu.

Ancak karısının o marulu yeme isteği yüzünden günden güne zayıfladığının farkına varınca, bir gün o bahçeye izinsiz girerek eşinin istediği marulları yapmaya karar vermiş.

Akşam vakti hava karardığında, gizlice duvarın üzerinden atlayarak marulun ekili olduğu bahçeye giren adam etrafta kimseciklerin olmadığını görünce, hızlıca taze bir marulu koparttığı gibi tekrardan duvarın üzerinden atlayarak karısına götürüp vermiş.

Karısı da o marulu güzelce yıkadıktan sonra ondan canının istediği gibi bir salata yapıp, keyifle yemiş. Karısı o marulu o kadar çok sevmişti ki, kocasına: “Çok lezzetli bir maruldu bir tane daha olsa yine yerdim.” demiş.

Kocası bir sonraki akşam yine gizlice duvardan atlayarak büyücünün bahçesine girdiğinde, büyücünün az ilerde kendisine baktığını görmüş.

Utanan ve korkan adam başını önüne eğip hiç ses çıkarmamış. Büyücü kadın adama kızarak: “Demek benim bahçeme girerek marulumu çalmaya yeltenen kişi sendin. Buna nasıl cüret edersin?”

Adam: “İzinsiz bir şekilde bahçenize girdiğim için sizden çok özür dilerim. Eşim hamile pencereden sizin bahçenizdeki marulları görünce canı çok çekti. Belki o marulu yememiş olsaydı kim bilir neler olacaktı. Ne olur bizi affedin bedeli neyse ödemeye hazırım.” demiş,

Büyücü: “Hayır affedemem, senin gitmene bir şartla izin vereceğim.” diye başlamış söze, adam şaşkın bir şekilde şartının ne olduğunu söylemesini beklerken cadı sözüne devam etmiş. “Eşinizin dünyaya getireceği, o çocuğu doğduktan sonra bana vereceksiniz.” demiş.

Sonrada sessiz kalan adamın, bir marul daha alarak gitmesine izin vermiş. Eve dönen adam eşini üzmemek için ona hiçbir şey anlatmamıştı.

Günler çabucak geçmiş. Bir pazar günü sabaha karşı saat 05.00 sıralarında çok tatlı bir çocukları olmuş, olmasına ama cadının sözlerini hatırlayan adam baba olma sevincini yaşayamamış bile. Çünkü o tatlı bebeğin başına bir şeyler geleceğinden korkuyormuş.

Anne ve baba, kız çocuğunun ismini kadının çok sevdiği marulun ismi olan “Rapunzel” koymuşlar. Bu kız çocuğu büyüdükçe öylesine güzelleşmiş ki, neredeyse güneşin altında bulunan çocuklar arasında en güzeli oymuş.

Çocuğun büyümesini komşuları olan büyücüde takip ediyor, Rapunzel ile özel olarak ilgileniyordu.

Bu şekilde günler günleri kovalarken Rapunzel on iki yaşına gelmişti.

Kızın babasının Rapunzeli kendisine vermediğini gören büyücü, onu zorla ailesinden alarak ormandaki bir kuleye kapatmış.

Büyücü ormanda öyle bir kule yaptırmıştı ki, bu kulenin ne merdivenleri ne de kapısı vardı. Sadece en tepe noktasında bulunan küçük bir penceresi vardı.

Rapunzel çoğu zaman kulenin tepesinden ormana bakar, ormandaki kuşların cıvıl cıvıl ötüşünü dinler, birisinin kendisini kurtaracağı günü beklermiş.

Kızın öylesine güzel, uzun ve muhteşem bir saçı varmış ki o saçları birileri görse ona hayran kalırmış.

Cadı güzel kıza, yiyecek getirdiği zamanlarda, kulenin önüne gelir. “Rapunzel uzat o saçlarını” diye seslenirmiş.

Güzel kız uzun ve altın sarısı rengindeki örgülü saçını kuleden aşağı sarkıttıktan sonra Cadı o saçlardan tutunarak kuleye çıkarmış.

Bu şekilde aradan haftalar, aylar ve yıllar geçmişti. Büyüdükçe dahada güzelleşen Rapunzelin seside yüzü kadar güzelmiş.

Bir gün yakın bir ülkenin biricik prensi avlanmak için ormanda dolaşırken yolunu kaybetmişti. Epey bir dolaşan prens, uzaklardan insanı cezbeden çok tatlı bir ses işitince.

Hızlıca o sese doğru yürüyerek bir ağacın arkasında gizlenmiş. Kuleyi bir süre gözlemleyince, kulede şarkı söyleyen güzeller güzeli kızı görmüş.

O kızın o kadar tatlı bir sesi varmış ki söylediği şarkının etkisiyle onu izlerken düşüncülere dalan prens, sessizce onu dinlemiş. Şarkısı bitince de, kulenin yanına giderek kulenin kapısını aramaya başlamış. Ama ortada kapı diye bir şey yokmuş.

Yukarı çıkmak için bir merdiven aramış ama onu da bulamamış. Gördüğü bu kıza aşık olan prens, o günden sonra her gün oraya gelir bir ağacın arkasında saklanır. Rapunzelin şarkılarını dinlermiş.

Prens yine bir gün ağaçların arkasında oturup, kuleyi gözlemlerken birden yaşlı bir kadının kuleye yaklaşarak “Rapunzel Rapunzel uzat o güzel saçlarını.” Dediğini duymuş.

Kuledeki kız o güzel saçlarını aşağı sarkıtmış. Cadı ise o saçlara tırmanarak kuleye çıkmış. Prens gördükleri karşısında hayretler içerisindeymiş. “Eğer bu şekilde kulübeye çıkabileceksem bir kere, o kulübeye çıkmak için tüm servetimi feda edebilirim.” diye mırıldanmış.

Ertesi gün karanlık çökünce, kulenin yanına yanaşan prens: “Rapunzel, Rapunzel, o güzel saçlarını bırak.” Diye seslenince,

Saçını aşağı sarktığını gören prens, saçları tutarak yukarı tırmandı. Kuleye çıkınca prensi gören Rapunzel, onu ilk defa gördüğü ve tanımadığı için ilk başta çok korkmuş.

Onunla tatlı ve kibar şekilde konuşan prens, kendisinden ona herhangi bir zarar gelmeyeceğini, aylardır onu izlediğini ve ona aşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini anlatmış.

Prensten etkilenen ve hoşlanan Rapunzel de prensin evlilik teklifini kabul etmiş. Ama kuleden çıkmaları neredeyse imkansızmış.

Kuleden nasıl kurtulacaklarını düşünen prensin aklına bir fikir gelmişti. Her kuleye geldiğinde kendisiyle bir ipek çilesi götürecek. Rapunzel ise o ipek çilesiyle bir halat yaparak aşağı inebilecekti.

Kuleye gelip giden cadı bu durumu fark edince o kadar çok kızmıştı ki, Rapunzel’in o güzel  saçlarını kavrayarak makasla kesmiş.

Ardından da çaresiz kalan Rapunzel’i  yoksulluk içerisinde yaşaması için ıssız bir çöle götürüp bırakmış. Bütün bu olanlardan habersiz olan prens elindeki ipek çilesi kulenin yanına gelerek: “Rapunzel, Rapunzel, o güzelim saçlarını bırak,” diye seslenmiş.

Kulede bulunan cadı Rapunzel’in kestiği o saçı aşağıya sarkıttı. Bu saçtan tutunarak kuleye çıkan prens, karşısında rapunzel’i değilde cadıyı görünce kendini kuleden aşağı atmış.

Üzerine düştüğü dikenler prensin gözlerini kör edince, Ormanda gözyaşları içerisinde dolaşarak şifalı meyveleri bitkileri yiyerek hayatta kalmayı başarmış.

Öyle perişan bir halde dolaştıktan sonra uzunca bir süre Rapunzel’in terk edildiği o ıssız çöle yolu düştü.

Prens bir gün çölde uzanmış dinlenirken birden Rapunzelin o tatlı sesini işitti. O sese doğru yürüdü. Rapunzel onu görür görmez tanıdı ve ağlamaya başladı. İkiside kucaklaşarak hasretle birbirlerine sarıldılar.

İkisinin gözlerinin birbirine değmesi üzerine iki gözyaşının birleşmesi ile inanılmaz bir olay gerçekleşmiş.

Prensin görmeyen gözleri, görmeye başladı. Rapunzeli alarak krallığına götüren prens onunla evlenerek mutlu ve mesut bir hayat yaşamış.

Sık Sorulan Sorular

  • Rapunzel’in Hikayesi Gerçek mi: Bu hikaye kurgu üzerine kurulu olan bir bir hikayedir. gerçek bir yaşamın öykü edilmesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Bazı popüler masalların kitaplarda ve filmlerde yer almasıyla birlikte, orijinal hikayeleri okuyan ve dinleyenlerin daha beğenmesi için biraz yumuşatılmışlardır.
  • Rapunzelin saçlarını kim kesti: Bu hikayede saçları kötü niyetli büyücü kesti.
  • Rapunzel’in yaşadığı kasaba: Bir rivayete göre Almanya’nın Renanya-Palatina eyaletinde bulunan Cochem şehri olarak belirtilmektedir.
  • Rapunzel hangi bitkinin bir türüdür: Çok özel bir marul türüdür.
  • Rapunzel neden kulede?: Cadı kız kaçamasın diye bir ormanın ortasında, merdiveni olmayan yüksek bir kule yaptırarak oraya yerleştirmiş. Bu kulenin en tepe noktasında küçük bir penceresi bulunuyormuş.
  • Rapunzel in yazarı kimdir? Alman Dil ve Edebiyat Bilimi ve Alman Arkeolojisi’nin kurucusu olarak bilinen Jacob Grimm tarafından yazılmış bir edebi eserdir.

Rapunzel Masalı okumak sizleri eğlendirdiyse bizleri takip etmeyi unutmayın.

Bu masallar da ilginizi çekebilir.

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Güvercin Hikayeleri
Beyaz Güvercin Hikayesi
Salyangoz ve Evi Masalı
Salyangoz ve Evi Masalı
Gülmeyen Prenses Masalı
Gülmeyen Prenses
Elflerin Yardım Ettiği Ayakkabıcı
Elflerin Yardım Ettiği Ayakkabıcı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.