Sihirli Masal Kutusu
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde çocukların çok sevdiği bir masal ülkesi varmış. Masal ülkesinde herkes birbirine masal anlatmasını çok severdi.
Her yıl şehirde düzenlenen en güzel masal anlatma yarışmasını o yıl kazanan masalcı baba olarak da bilinen Şirin dede kazanmıştı.
Çocuklar akşam olduğu vakit Şirin Dedenin etrafında toplanır. Ondan daha önce duymadıkları güzel hikayeler dinlerlerdi.
Herkes Şirin Dedenin o kadar güzel masalı nereden öğrendiğini merak eder ama ülkedeki bilge dede hariç hiç kimse sırrını bilmezdi.
Bir gün Bilge Dede, Şirin Dedenin yanına giderek “ Merhaba dostum, artık anlattığın masalları öğrendiğin Sihirli Masal Kutusu ’nu herkese anlatmanın ve göstermenin zamanı gelmedi mi?”
“Daha zamanı var. Sihirli Masal kutusunun o eşsiz masallarını herkese anlatmak çok hoşuma gidiyor.”
“Sen bilirsin ama çok sürmesin olur mu?”
“Merak etme kısa bir zaman sonra sihirli masal kutusunu herkese göstereceğim.” Demiş
Sonrada saatlerce beraber oturup sohbet etmişler. O gece Şirin Dede, Sihirli Masal Kutusunu da yanına alarak, şehir şehir dolaşıp, tüm çocuklara birbirinden güzel hikayeler anlatmaya karar vermiş. Çünkü o gece Masal ülkesinde yaşayan herkesin sihirli masal kutusu ‘nu tanımaya ve bilmeye hakkı olduğunun farkına varmıştı.
Ertesi gün erkenden uyanan Dede yolculuk hazırlıklarını yaparak hemen yola koyulmuş. Şirin dede ilk defa yaşadığı şehrin dışına çıkmıştı.
Yolculuk esnasında karşılaştığı kişilerin birçoğu masal kutusunun şirin dedeye ilk olarak öğrettiği harikalar diyarı masalını ona anlatıyorlardı.
Şirin dede kendi kendine “Masal Kutusu çoktan meşhur olmuş. Demek oluyor ki, onu herkese tanıtmanın tam zamanı gelmiş.”
Büyük bir şehre ulaşan dede, şehrin meydanındaki tellalın yanına giderek, ona “Dünyadaki en güzel masalları dinlemek isteyenleri bu akşam meydana davet edebilir misiniz” diye ricada bulunmuş.
Tellal ” Aman dede, her gün yüzlerce hikaye anlatıcısı buraya gelerek, halkı meydana toplamamı istiyor. Ama artık kimseyi toplamayacağıma dair bir söz verdim. Çünkü kendini kanıtlamak isteyen herkes ilk buraya geliyor.”
Şirin dede Tellalı ikna etmezse halkı meydana davet etmeyeceğini anlamıştı. O yüzden masal kutusunu heybesinden çıkartarak ovmaya başladı. Biranda sihirli kutunun kapağı açılarak içinden çıkan masal kahramanları. “Merhaba Masalcı baba bugün size yeni bir masal mı anlatayım. Yoksa sizin istediniz bir şey var mı?” Diye sormuş.
Masalcı baba “Bu kararı Tellal kardeş versin.” Diyerek Tellala bakmış.
“Şey, şey bana Güzel ve Çirkin Masalı ‘nı anlatabilir mi?”
Sihirli Kutu ” Hemen efendim.” Diyerek başlamış o güzel sesiyle anlatmaya.
Tellal hayranlık içerisinde bir kutuya birde Dedeye bakıp durmuş. Hikâye bitince “Dedeciğim, bu hikayeyi bu güne kadar bu kadar güzel anlatanı ne gördüm ne de duydum. Müsaaden olursa hemen halkı meydana davet etmek istiyorum. “demiş.
Dede çok sevinmişti. Çünkü ilk defa sihirli kutuyla halkın karşısına çıkarak onlara masallar ve hikayeler anlatacaktı.
Tellal’ın halka o güne kadar duymadıkları güzellikte masallar ve hikayeler, anlatacak dünyanın en güzel anlatıcısının şerhlerinde olduğunu, onu dinlemek isteyenlerin o akşam meydana gelmelerini, sokak sokak dolaşarak halka duyurmuş.
O akşam Şirin Dedeyi merak eden büyük bir topluluk meydana gelerek masal kutusunun eşsiz hikayelerini dinlemiş. Hayranlıkla onları izlemişlerdi.
Bu şekilde şehir şehir dolaşan Masalcı Baba, Sihirli Masal Kutusunu herkese gösterip, tanıtmıştı. Ondan yayılan haberleri işiten Bilge dede ise çok mutluydu. İkiside amacına ulaşıp, bir ömür güzel yaşam sürmüştü.
Bu masalın kaynak gösterilmeden yayınlanması çoğaltılması ve paylaşılması yasaktır…