Tuz Kadar Sevmek Masalı

Tuz Kadar Sevmek Masalı

Abone Ol google news

Çok anlamlı bir konuya değinen seni tuz kadar seviyorum masalı ‘nı okumaya ne dersiniz?

Bir zamanlar sevginin ve barışın ön planda olduğu ve sevginin ülkede en değerli şey olarak kabul edildiği güzel bir ülke varmış.

Ülkenin Kralı’nın gözünün önünden ayırmadığı ve çok ama çok sevdiği birbirinden güzel üç kızı varmış. Kral kızlarının hepsini seviyor olsa da, en küçük kızını diğerlerinden daha çok seviyor ve ona daha çok güveniyormuş.

Kral, kızları annesiz büyüdüklerinden her ne isterlerse onu yerine getiriyor. Kızlarının üzülmesini hiç ama hiç istemiyormuş.

Üç güzel prenses ise her istedikleri yerine getirildiğinden, biraz şımarık davranmaya başlamışlardı. Onların bu davranışından haberdar olan kral, ne yapacağını bilemiyordu.

Günlerden bir gün danışmanını yanına çağıran Kral, ona “Kızlarımın halini ve durumunu az çok sende biliyorsun. Bu aralar çok şımarık davranmaya başladılar. Onlara nasıl yardım edebilirim.” Diye sormuş.

Danışman “Kralım, bu konuyu ülkemizdeki bilge kişileri saraya davet edip, onlar ile konuşursanız. Daha iyi olur. “ diye cevap vermiş.

Bu fikir kralın hoşuna gitmişti. “ Öyleyse, yarın akşam yemeğine tüm bilge kişileri saraya davet et.” Diye emir vermiş.

Danışman hızlıca bilge kişilere davet göndererek onları saraya davet etmiş. Ertesi gün Ülkenin dört bir yanından saraya gelen Bilge kişilerle konuşan kral, kızlarının her istediklerini yerine getirdiğinden, giderek şımarık davranmaya başladıklarını ve onları bu durumdan nasıl kurtarabileceğini sormuş.

Bilge adamlar teker teker konuşmaya başlamışlar. İçlerinden biri hariç hepside düşüncelerini söylemiş. Ama kral hiçbir fikri beğenmemişti.

Sıra son adama gelince kral ona bakarak” Sizce ne yapmam gerekiyor?” diye sormuş.

Bilge adam ” Kızlarını bir imtihana tabi tutmalısın.”

Kral “Nasıl bir imtihan.”

Bilge Adam “ Kızlarınıza seni ne kadar çok sevdiklerini sorun.”

Kral “Eee sonra…”

Bilge Adam “Hangisinin cevabı hoşunuza gitmezse onu saraydan kovun. Ama bunu yaparken de kararınızdan vazgeçmeyin. ” Demiş.

Bu fikir kızlarının kendisini toparlamasını sağlayabilirmiş. Ama saraydan kovacağı kızını da gizliden izleyerek koruyabileceğini düşünen Kral, bilge adamın dediklerini uygulamaya başlamış.

Bir akşamüstü Kral kızlarını yanına çağırtmıştı. “Benim güzel kızlarım, hanginizin beni çok sevdiğini merak ediyorum.” diye söylemiş.

Üç prenses de “Ben, ben, ben.” diye cevap vermiş.

Kral “Hayır, bu cevabı kabul etmiyorum. Bana olan sevginizi tarif edin. Bakalım”

En büyük prenses “Seni şu gökyüzündeki yıldızlar kadar çok seviyorum. Babacığım.” Demiş. Bu cevap kralın çok hoşuna gitmişti.

Ortanca prenses “Bende seni dünyalar kadar çok ama çok seviyorum. Babacığım.” Demiş. Bu cevapta kralın hoşuna gitmişti.

Şimdide sıra en küçük prensesteydi. Kral en küçük prensesi çok sevdiğinden onun daha güzel bir cevap vereceğine inanıyordu.

Prenses “Seni Tuz Kadar Seviyorum. Babacığım.” Demiş.

Kral hem çok şaşırmış. Hemde kızının bu cevabı hiç hoşuna gitmemişti.

Kral “Ben hep seni farklı bilirdim. Demek beni tuz kadar seviyorsun. Artık senin bu sarayda ve ülkede yerin yok. Eşyalarını topla ve hemen burayı terk et. ”demiş.

Küçük prenses ve ablaları çok şaşırmış ve çok üzülmüşlerdi. Küçük prenses eşyalarını toplayarak saraydan ve ülkeden ayrılmış. Kral ise bir an kızına kızdığından peşine adam takmamış. Sonra da, kızının izini kaybetmişti.

Küçük prenses, üzgün bir şekilde az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. Günlerce süren yolcuğun sonunda büyük bir ülkenin başkentine gitmiş.

Nereye gideceğini bilmeden öylece etrafta dolaşırken birden rengarenk kuşların omuzlarına konduğunu gören prenses çok sevinmiş. 

Kuşların güzel kızın omuzlarına konduğunu gören bazı saraylılar hemen prensesi saraya götürmüşler.

Ülkenin Prensi ise çok sevdiği kuşların omzuna konacağı kızla evleneceğini tüm ülkeye ilan etmişti.

Prens ve prenses birbirlerini görür görmez aşık olmuşlardı. Hemen düğün hazırlıkları yapılarak 3 gün 3 gece süren bir düğünle evlenmiş. Kral da düğün hediyesi olarak yerini Prense bırakıp, prensi ülkenin yeni Kralı ilan edince,  prenseste ülkenin kraliçesi olmuştu.

Aradan epey bir zaman geçtikten sonra kraliçe babasına olan sevgisini göstermek için bir yemek partisi vererek tüm komşu ülkelerin krallarını yemeğe davet etmişti. Davetliler içerisinde tabiki babası da varmış.

Kraliçe aşçılara yapılan yemeklere hiçbir şekilde tuz katılmamasını emretmişti. Yemekler hazırlanmış sofralar kurulmuş. Komşu ülkedeki krallar davete katılmıştı.

Yemek sofrasına oturan krallar, yemeğin tadı olmadığından yiyememişler. Ama saygısızlık yapmak istemediklerinden de hiçbir şey dememişler. Ama Kraliçenin babası Tuzlu yemeği çok sevdiğinden “Bu yemeklerin tadı çok kötü, tuz olmadan yemeğin tadı hiç olmaz ki.” Demiş.

Herkes hayretle krala bakarken Kraliçe yemek salonuna girmiş. Herkesten yemekler için özür diledikten sonra  “Babacığım şimdi beni anladın mı? Tuz kadar sevmenin ne anlama geldiğini. Tuz olmadan en temel şeylerin bile tadı yokmuş. ”demiş.

Kral, kızını sağ salim karşısında görünce koşarak ona sarılmış ve ondan af dilemiş. “Anladım benim güzel kızım tuz kadar sevmek, gerçekten sevmekmiş güzel kızım.” Demiş. Ve kraliçe tuzsuz yemekleri toplatarak hazırlattığı yeni yemekleri misafirlere ikram etmiş.

O günden sonra hep beraber mutlu ve sevgi dolu bir yaşamları olmuş….

Bu güzel tuz kadar sevmek masalı da burada son bulmuş. Başka bir sevgi dolu masal da buluşmak üzere hoşçakalın…

Bu masalın kaynak gösterilmeden paylaşılması ve yayınlanması yasaktır…

Başka güzel masal okumaya ne dersiniz?

Masal Uygulamasını Hemen İndir, Aramıza Katıl!
Download on the App Store Get it on Google Play

Benzer İçerikler

Küçük Kızın Hikayesi
Küçük Kızın Hikayesi
Karagöz ile Hacivat Ramazan İkramı
Karagöz ile Hacivat Ramazan İkramı
Sincap Nazik Masalı
Sincap Nazik
Nasrettin Hoca Güldüren Fıkraları
Nasrettin Hoca Güldüren Fıkraları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masallar Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.