Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde, kendini beğenmiş ve kimseyi pek sevmeyen bir prens yaşarmış. Prens, bir gün yardımcıları ile beraber ormanda dolaşırken karşılaştıkları bir kadınla alay edince, çok üzülen kadını gören bir peri, prensi…
Bir zamanlar etrafının ormanlarla kaplı olduğu güzel mi güzel bir şehirde yaşayan çocuklar uyum içerisinde beraber hareket ettiklerinden çok mutlu bir yaşam sürerlermiş. Çocuklar arkadaşlarıyla hiç kavga etmez, hep birlikte güzel güzel oynayarak eğlenceli dakikalar geçirir,…
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde annelerini daha çok küçükken kaybeden Bella ve Han ismindeki iki kardeş babalarıyla beraber mutlu bir yaşam sürmekteymiş. Babaları zaman zaman iş seyahatlerine gitmek zorunda olduğundan çocuklarına göz kulak olması…
Yine bir gün bir Ceviz ağacının üzerine çıkmış. Çıtır çıtır sesler çıkartarak ceviz yerken, çok sevdiği sincap arkadaşı Pıtır ağacın altından seslenmiş. “Kıtır, Kıtır.” Kıtır “O Pıtır sen misin, gelsene yukarıya, bu ağacın cevizleri çok lezzetli.”…
Şirinler köyünde diğer günlerden farklı bir koşuşturmaca varmış. Sanki hepsi özel bir güne hazırlık yapıyorlarmış. Hazırlıkları yöneten Akıllı Şirin, Şakacı ile Şirine’nin yanına giderek onlara “Sizin bugünkü göreviniz. Şirin babayı köyden uzaklaştırmak, bu hazırlıkları onun için…
Çok güzel bir ilkbahar sabahı ormandaki tüm canlılar neşe içerisinde güzel bir gün geçiriyorlarmış. Ormanı ikiye ayıran bir derenin her bir yakasında hem çok sevimli hemde çok inatçı olan iki keçi yaşarmış. Bu keçilerden beyaz renkli…
Bu şehrin en güzel yerinde kocaman birde saray, bu sarayda da Kral ve Kraliçenin çok sevdiği güzeller güzeli bir kızları varmış. Bu güzel prensesin çocukluğundan beri güldüğünü gören olmamıştı. Prensesin hiçbir şeye gülmemesi yüzünden, kızlarının sürekli…
Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken dünyanın tam ortasında şirin mi şirin küçük bir köy varmış. Bu köyde Koca Nine…
Bir sabah Keloğlan “Anam güzel anam, bana müsaade buyur şehre varıp, kendime bir iş bulayım. Önümüz kara kış, ne yakacak odunumuz nede yiyecek aşımız var.” Demiş. Annesi Keloğlan’ın çalışmayacağını bilse de, söylediklerinde haklı olduğunu biliyordu. O…
Bu ülkede yaşayanlar arasında çok iyi bir perinin, ışıl ışıl parlayan gözleri olan çok güzel bir kızı doğmuş. Bu küçük peri kızı o kadar tatlıymış ki, annesi ona sevgi adını koymuş. Herkes tarafından çok sevilen bu…