Çocuk Masalları

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, büyük bir okyanusun kıyısında şirin bir kasaba, o kasabada da annesiyle beraber derme çatma…

Bir zamanlar resim yapma yeteneği olmadığını düşündüğünden resim yapmasını hiç ama hiç sevmeyen Dilara Cuma günleri olan resim dersine isteksiz isteksiz girermiş. Günler bu şekilde geçip, giderken Dilara son dersleri olan Resim dersi için sınıfa girerken…

Bir zamanlar birbirinden yiğit üç oğlu bulunan büyük ve güzel bir ülkenin Padişahı, çok samimi dostu olan Hint Padişahının kızı, güzeller güzeli Saliha Sultan’ı oğullarından biri ile evlendirmek istemişti. Ama hangi oğluyla evlendireceğine bir türlü karar…

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde Kaf dağının arkasında büyük ve güzel bir ülkenin Kral’ının ve fakir bir çiftçinin aynı anda bir kızları doğmuş. Kral kızının olmasının sevinciyle tüm ülkede kutlamalar yaparak kızının adını da…

Bir zamanlar ormanda sırf eğlenmek için yalan söyleyen bir tavşan yaşarmış. Bu Tavşan yalanını söyler sonrada içten içe gülerek komşularının yanına gidermiş.   Günlerden bir gün erkenden uyanan Yalancı Tavşan, çok sevdiği bahçesine çıkıp, mis gibi…

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken, bir zamanlar kocaman bir şehirde yaşayanlar arasında Despina isminde bir kız çocuğu varmış ki kitap okumayı hiç sevmezmiş. Onun aksine kardeşleride…

Bir zamanlar Anadolu’nun şirin bir kasabasında annesiyle beraber yaşayan kel kafalı zeki bir delikanlı yaşarmış. Bu delikanlı zekiymiş ama zekasını hep hayaller peşinde koşarak kullanırmış. Annesi “ A benim kel oğlum, keleş oğlum. Ben epey yaşlandım….

Bir zamanlar gökyüzünü ve gökyüzünde bulunan yıldızları ve Ayı çok merak eden Mete ismindeki çocuk, bazı zamanlar güneş battıktan sonra babasının bahçede kendisi için hazırladığı hamağa uzanarak, bazı zamanlar ise evin damına çıkarak gökyüzünü seyredermiş. Özelliklede…

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde Begüm isminde al yanaklı kırmızı pabuçlu güzel mi güzel bir kız çocuğu yaşarmış. Her defasında çeşit çeşit kırmızı pabuçlar giyen Begüm gezmekten ve başkalarına kırmızı pabuçlarını…

Bir zamanlar Sırma adında kırmızı ayakkabı giymesini çok seven çok tatlı bir kız yaşarmış. Sırma biraz yaramaz bir kız olduğundan anne ve babası onun tek başına dışarı çıkmasına izin vermiyormuş. Sırma ise anne veya babasıyla beraber…